Brugge: Diyar-ı Masal العصور الوسطى

Brugge-Belçika

Paris'ten Brugge'e otobüsle geçtik. Normalde 2,5 saat sürmesine rağmen Paris trafiğinden çıkamadığımız için rötar yaptı. Ama ne kadar da yakınmış.





Flemenkçe konuşulan Belçika'nın bir şehri olan Flemenkçe Bruges, İngilizce Brugge okunuşu da Bürüj Orta Çağ'dan kalma evleriyle tarihi korumasıyla meşhur. Kanallara sıfır yapılmış Orta Çağ evleriyle, arnavut kaldırımlarıyla, taş köprüleriyle, daima sürülen faytonlarıyla gerçekten masalsı bir şehir. Sanırsınız bir küçük Venedik. Ancak araba yoğunluğunun buradaki büyüyü bozduğu söylenebilir. Aslında şehrin sadece eski kısmı. Turistik Brugge'de sadece çalışanlar, hostel işletmecileri ve turistler oluyor. Yerli halk genelde buralarda yaşamıyor, şehrin daha modern kısımlarında yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu nedenle de hostel fiyatları yaşam standartlarının çok yüksek olduğu İskandinav ülkelerinden bile pahalı. Zaten yürüyerek yarım günde gezilebilecek kadar çok küçük olan şehirde 1 gece konaklamak yetiyor. Burayla ilgili en bilinen film de In Brugge filmi olsa gerek. Çok farklı gezilecek mekanları olmayan ancak her yeri gezilebilecek tarihi mekan olan Brugge'den bol bol fotoğraf kareleri paylaşacağım.



Bu fotoğrafı başa almak istedim. Rahibe işi denilen Brugge dantelleri çok yaygın bir şekilde satılıyor. Her yerde dantel dükkanlarını bulabilirsiniz. Annelerimizin yıllarca emekle ördüğü dantelleri aman dantel mi kaldı deyip buradan dantel almayız herhalde. Ancak hediyelik eşya listenizde olabilir. Kullanışlı eşyaların üzerine de dantel dikmişler. Bir de onların dantel örüş tarzları bizden farklı, tığ kullanmıyorlar elleriyle örüyorlar, daha kolay bir tarz.

Gezilecek yerler

Gece de böyle oluyor Brugge



1- Grote Markt/ Büyük Meydan



2. Dünya Savaşı'nda hiç bomba atılmamış ve eski yapılarını koruyan Brugge'ün meşhur meydanı, şehrin tarihi merkezi. Ticaretin merkezi burasıymış. Pasta gibi çatılı evlerin meydanda her tarafı sardığını görürsünüz. Meydanı tatlı yapan da bu evler. Meydanı çevreleyen alanda çeşitli çikolata dükkanları, restoranlar, hediyelik eşya dükkanları bulunuyor. Çan kulesi de bu meydanda bulunuyor. Meydanda faytonlar kiralamak isteyenler turistleri bekliyor ve öğleden sonra hareketli bir hal alıyor.



At arabaları müşterilerini bekliyor

2-Çan kulesi/Belfry of Brugge



1240 yılında inşa edilen kule farklı çan sesleri çıkarıyor. Şehrin simgelerinden biri olarak görülen kuleye arzu edenler çıkıp şehrin manzarasını seyredebilir. Ama hiç gerek yok, şehir her türlü güzel.

3-Burg Meydanı

Meydanda Stadhius/belediye binası, Bishop's Palace, Paleis van het Brugse Vrije/eski nufüs müdürlüğü bulunuyor.



4-Stadhius /Town Hall


Burg Meydanı'ndaki belediye binası. 13.yy'da yapılmış Alevli Gotik bina 20.yy'da restore edilmiş.

5-Kutsal Kan Bazilikası/Holy Blood

1134 yılında yapılmaya başlanmış, 1923 yılında tamamlanabilmiş. Hz. İsa'nın kanının bir bez parçasıyla Kudüs'ten buraya getirildiğine inanıyorlar. Bağış yapanlara bunu gösteriyorlar. Stadhius'un hemen yanında.





6-Old St. John's Hospital




11.yy'dan günümüze kalan Avrupa'nın en eski hastanelerinden. Şimdilerde ise müzeye çevrilmiş ve bir bölümünde ise eski hastane kayıtları, tıbbi cihazlar gibi eşyalar sergileniyor.

7-Bizim Lady Kilisesi/ Church of Our Lady


Şehrin en yüksek kulesine sahip, dünyanınsa en uzun ikinci tuğla yapımı kulesine sahip. Michalengelo'nun Madonna ve Çocuk/Meryem Ana heykeli burada bulunuyor. Gotik mimarisi ile klasik bir kilise.



8-Jan Van Eyck Square
Jan Van Eyck 1430lu yıllarda Brugge'de yaşamış, günümüze sadece 9 eseri ulaşabilmiş bir ressam. Yağlıboyayı en iyi kullanan ilk ressammış. Arkadaki heykel onun heykeli.



9-Begijnhof



Burası da rahibelerin kaldığı yermiş. Minnawaterpark'a doğru giderken önünden geçtik.

10-Minnewaterpark




Buradan muhakkak bir kare almalı.

Aşk Gölü olarak bilinen bir göle sahip olan doğayla iç içe olabileceğiniz , dinlenebileceğiniz, huzur bulabileceğiniz, rengarenk çiçekleri seyre dalabileceğiniz bir park.



11-Pazar yeri



Galiba her gün burada pazar kuruluyor. Balık pazarı dediler, çoğunluğu balıkçılar, onlar da geç saatte açıyorlar. Onun dışında hediyelik eşya alabileceğiniz standlar da kuruyorlar. Kanal turu yapılan yere çok yakın.

12-Kanal turu

Gelelim gezinin en heyecanlı kısmına. Kanal turuyla tüm şehri görmek mümkün. Kanal turu yapmaya en layık şehir herhalde Brugge'dür diyorum. Kişi başı 8 euro vererek yarım saatlik bir kanal turuna katılabilirsiniz. Kanal boyunca gördüğümüz yerlerden bazı kareler koyacağım.












Ne yenir?

Çikolata ve Waffle


Belçika'nın en ünlü tatlılarıdır. Waffle'ı bizim wafflelardan farklı, bize pek hitap etmiyor. Waffle'ın çıkış noktası burası olabilir ama biz onu bile geliştirip güzelleştirmişiz. Bizim krep wafflerın da korner wafflerın da yerini hiçbiri tutmaz.

Çikolatalara gelince her yerde çikolata dükkanlarını göreceksiniz zaten. Alkollü olup olmadığını sormayı unutmamak lazım. 



Bu çikolatalardan aldık, içinden reçel çıktı. Brugge ve çikolataları benim için bitmiştir. Çikolataların hepsi göz alıcı duruyor ancak tatları görüntüleri kadar güzel değil. Birkaç yerde de tatma imkanımız oldu farklı çeşitleri ve sonuç hüsran. En iyisi İstanbul'da çikolata kahveye gidip mis gibi çikolatalar yemek.



Yalnız bu çikolata akarken iştah açıyor hemen.



Patates kızartması

En ünlü yemekleri patates kızartmasıymış, buna çok güldük. Olsun, deneyelim dedik. Fratterie patatesciye girdik ve hangi yağ ile kızarttıklarını sorduk, nitekim domuz yağıyla kızarttıklarını duymuştuk. Beef/dana yağıyla kızarttıklarını söylediler, e yine patatesi yiyemedik. Ordan çıkarak helal bir restorana girdik.

Minux restoran

Helal bir yer bulduğumuza hem şaşırmış hem sevinmiştik. Arap bir aile işletiyor burayı. Çok da yağmur yağıyordu. İçeri girip yemeğimizi yedik biz de, gayet güzeldi ve doyduk.



Brugge yolculuğumuz burada sona erdi. Ancak buradan direk Amsterdam'a otobüs olmadığı için başkent Bruksel'e geçtik trenle. 1,5 saat süren tren yolculuğunun biletleri de uygun 6 euro.

Elveda rüya şehir, elveda diyar-ı masal.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder