Berlin:Türk memleketi

Berlin- Almanya

4 günlük Berlin gezimizde 2 günün yettiğini anladık Berlin için. Kalan 2 günde gerçekten sıkıldık. En ufak önemi olan yerlere bile gittik.

2. Dünya Savaşı'nda şehrin pek çok bölümü, hasar görmüş. Çok tarihi mekanları yok, hepsi yeniden yapılmış. Alman markası olan Mercedes'in mağazalarını görmeniz mümkün. Onun dışında Türklerin en çok işçi göçü vermiş olduğu ülke olduğu için Alamancıları rahatlıkla görebilirsiniz. Her an karşınıza Türkçe konuşan birileri çıkabilir.



Gezilecek yerler

1-Alexandre Platz

Halk tarafından Alex diye isimlendirilen meydan, Mitte bölgesinin merkez meydanı. İsmini Rus çarı Alexander'dan almış. Bence hiç de eğlenceli olmayan şehirde en hareketli yer burasıydı. Benim en sevdiğim yerlerden birisiydi. Otelimiz de buraya yakın olunca her gün geliyorduk. Etrafında Avmler ortasında pazar, street food stall'ları, atlı karınca ve çocuklar için başka eğlence alanları, dünya saati ve radyo kulesi burada bulunuyor. Burada da Primark'ın olması beni sevindiriyor.

Bu meydanla ilgili önemli bir bilgi de Almanya tarihinin en büyük protestosu olan Doğu Almanya hükümetini protestoya bu meydanda 1989 yılında 1 milyondan fazla kişi katılmış.



Ayrıca meydanda meridyenlere göre her ülkenin saatini gösteren bir Dünya saati de bulunmakta.






Berliner Fernsehturm/Televizyon kulesi

Buradan Berlin 360 derece açıyla seyredilebilir. 12-5 euroya çıkılabilir.



2- East Side Gallery/Doğu Yakası Galerisi

Burası Berlin Duvarı yıkıldığında doğu yakasından arta kalan kısımların üzerine dünyanın farklı yerlerinden gelen ressamların yaptığı toplamda 105 resmin sergilendiği yer. Duvara anlam katmak için üzerine resim çizilmesine karar verilmiş. Dünya'nın en büyük açık hava galerilerinden olan ve 1990 yılında açılan galeri Berlin'in özgürlük anıtı olmuş. En popüler resim ise Dmitri Vrubel'in Kardeşçe Öpücük isimli eseri. Her bir resim farklı şekillerde kardeşçe yaşamak, daha güzel bir gelecek gibi mesajlar veriyor.



Berlin duvarıyla ilgili bilgi edinmek isterseniz linke tıklayabilirsiniz.

Almanya'ya gelmeden Good Bye Lenin filmini de izlemek faydalı olabilir. Film Berlin Duvarı yıkılmadan önce sosyalist olan ve duvarın yıkıldığından haberi olmayan bir anneden evladının duvarın yıkıldığı bilgisini saklaması üzerine döner.

Watergate

Galerinin yakınlarında bir su köprüsü.

3-Brandenburg Gate/Tor

1788-1791 yılları arasında inşa edilen kapı Prusya kralı 3. Friedrich Wilhelm'in arzusuyla yapılmış. Atina'daki Acropolis'in giriş kapısından etkilenerek Neoklasik mimarinin örneklerinden biri olmuş.
1793 yılında kapının üzerine Quadriga isimli mahşerin dört atlısı heykeli eklenmiş. Hikayesi de şöyle: Napolyon bölgeyi işgal ettiğinde kapıyı söküp götürmek istemiş ancak götüremeyince en azından heykeli alıyım demiş. Almanya, Fransayı işgal edince ise heykeli alıp geri getirmişler.

Kapının önemli bir özelliği ise Berlin doğu-batı olarak ayrıldığında Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği'nin kontrolünde olan Doğu Almanya sınırında kalmış. Kapı, Reichstag ve Unter den Linden/Ihlamurlar altında caddesine yakın.



Unter den Linden

Ihlamurlar altında anlamına gelen Brandenburg Kapısı'ndan itibaren başlayan uzun bir cadde. Caddede kafeler, restoranalr, hediyelik eşya dükkanları bulunuyor. Çok aktif değil, ancak yürüyüş için uygun bir cadde.

4-Reichstag/Alman Parlamento Binası

Paul Wallot tarafından tasarlanan, yüksek Rönesans ve klasizmin izlerini taşıyan binanın yapımı 1894 yılında tamamlanmış. Fotoğrafta görünmese de cam kubbesi binaya farklı bir hava katıyor. Cam kubbe aynalar sayesinde dışarıdaki ısığı parlamento salonuna yansıtıyormuş. Binanın önünde yazan Dem Deutchen Volk ise, Alman halkına demek. par

Binanın bir diğer önemli özelliği Hitler'in Nazi kamplarını açma emrini verdiği parlamentonun burası olması.


5-Checkpoint Charlie

Burası Doğu ve Batı Almanya ayrıldığında Amerika ve Rus tanklarının karşılaştığı yer. Doğu ve Batı arasındaki ana geçiş noktalarından biri. Zamanında Amerikan ve Sovyet askerleri burada nöbet tutarak halkı diğer tarafa geçirmezmiş. Sadece büyükelçiler, yabancılar, müttefik askerler, doğu yöneticileri tarafından kullanılabilirmiş. Hatta hemen yakınındaki galeride arabanın bagajında, sandıklarda, farklı yollarla geçmeye çalışan ve yakalanıp öldürülen insanlar ve o dönemde yaşananlarla ilgili bir açık hava galerisi açmışlar.

2. dünya savaşından sonra berlin; amerika, rusya, fransa,  ingiltere gibi ülkelerin yönetimine girmiş, her ülkenin kendi bölgesi varmış. Burası c kontrol noktasını gösteriyor. Rusya ve Amerika bölgesini ayırıyor. Bu kadar işgalden sonra Almanlar iyi toparlanmışlar.



6-Gendarmenmarkt

Konzerthaus, Französischer Dom/Fransız Katedrali ve Deutscher Dom/Alman katedralinin bulunduğu meydan.





7-Nicholas mahallesi 

Berlin'in tarihte ilk kurulduğu yer olduğu söyleniyor. Binalar modernleşse de yine de bu bölgede daha farklı bir hava yaşanıyor.

2. Dünya Savaşı'nda is mahalleden neredeyse bir şey kalmamış.

8- St Nicholas Church



Avrupa'da en çok ne vardı diye sorulsa kilise, katedral derim. İbadet eden de pek görmüyorum ama bol bol kiliseleri var ve tarihi eser diye para verilip ziyaret ediliyor. Din sekülerleşmiş resmen. Ama bunu bizzat kiliselerin üzerinde görmek şaşırtıcı.



9-Museum Knoblauchhaus

Alman bir ailenin 1800-1850 arasındaki hayatını anlatıyor, Napolyon savaşları- 1840 revolution arasındaki hayatı. Prusya ordusuna kıyafet üreterek zengin olmuş  bir babanın evi, çocukları ise pamuk ticareti yapmışlar. 1759 da yapılmış bir ev.




10-Berliner Dom



1700 yılında Barok tarzında inşa edilmiş olan katedral 1854 yılında zamanın Alman imparatoru tarafından yıktırılıp Neoklasik tarzda yeniden yapılmış. 2. dünya savaşında her yer gibi bu katedral de hasar almış ve son halini 2006 yılında almış. Katedrale giriş 8 euro. Adı katedral olsa da katedral statüsüne sahip değilmiş, kilise statüsündeymiş. Hohenzoller hanedanının saray kilisesi olarak da kullanılmış. Şimdi zaman zaman konserlere açılıyormuş.

11-Neptün çeşmesi

Berliner Dom'un yakınlarında bir çeşme. 1891'de yaptırılan çeşme birtakım eski inançlara göre Roma tanrısı neptünü simgeliyor. Neptünün çevresindeki kadın heykeller Prusya'nın 4 büyük ırmağını temsil ediyor.



12-Spree nehri

Berlin'in üzerine kurulduğu nehir. Klasik bir Avrupa şehri genel olarak nehirlerin üstüne köprüler yapılarak bağlantı sağlanıyor ve kuruluyor. Paris'in Sein, Londra'nın Thames'i, Amsterdam'ın Amstel'i, Brugge'un Ren ve Mosel'i, Berlin'in de Spree'si nehirleri.

13-Müzeler adası

Spree nehri üzerinde küçük bir adada 5 müzeden oluşuyor. Müzeler şunlar: Pergamonmuseum, Bode museum, Neues museum, Altes Museum, Alte Nationagalerie. Neues'te mısır kraliççesi nefertiti büstü, Bergama'da klasik antik çağlar, eski yakın doğu, islam sanatı bölümleri, Altes'te Yunan ve roma eserleri, National Galleri'de ise 19.yy Avrupa sanat eserleri bulunur. Doğu ve Batı Almanya birleştiğinde tarihi eserleri ve koleksiyonları da birleştirip buraya getirmişler. Müzeler 20şer euro.





14-Jacob and Wilhelm Grimm Centre

Bu kütüphane Grimm kardeşlere  ithafen isimlendirilmiş. Grimm kardeşler Alman masal yazarları. Grimm kardeşler zamanında Almnanca'nın farklı lehçelerini inceleyerek köyleri, kasabaları dolaşıp eski Alman şiirlerini, masallarını derlemişler ve yeni bir uslupla yeniden yazmışlar. Hepimizin bildiği Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Hanselle Gratel, Rapunzel, Bremen Mızıklacıları, Uyuyan Güzel, Fareli Köyün Kavalcısı masalları onlara ait.







Kütüphane hakkında daha fazla bilgi almak için linke tıklayabilirsiniz.

Almanlar sanatta değil ama felsefede ileri gitmişler kütüphanelerinde bile bu alanın daha çok olduğu görülüyor.

15-Kunts Halle by Deutch Bank




Modern sanatları yansıtan bir müzeye girdik. Giriş ücretsiz

16-Ampelfman Shop 

Berlindeki trafik ışıkları bu şekilde yürüyen çocuk olarak tasvir edilmiş o yüzden de bu farklılığıyla ilgi çekiyor. Unter den linden caddesinde bulunan mağazada ışık işaretinden yapılmış kolyeler gözlükler tişörtler çantalar şemsiyeler kalemler kalemlikler çikolatalar her tür eşya bulunuyor.








Berlin store

Hediyelik eşya alabileceğiniz bir mağaza.

17-Orman/ Grosser Tiergarten

Çok büyük ve doğal güzelliklerle dolu çok güzel bir orman. Yürüyüş yapmak, rahatlamak, dinlenmek için uygun bir ortam. Tam doğayla başbaşa kalmalık bir yer.





18-Holocaust Anıtı


Yahudi soykırımında hayatını kaybetmiş yahudilere özür mahiyetinde yapılmış bir anıt. 2004 yılında yapımı tamamlanmış. Anıt o kadar mantıksızdı ki sadece taşlar konulmuş, en azından ölenlerin isimleri tek tek yazılabilirdi. Sadece boş taşlar yapmışlar ve bu kadar araziyi boşa harcamışlar. Daha etkileyici bir anıt yapılabilirdi. İnsanlara hiçbir his vermiyor, taşların üzerine çıkarak gülüp eğleniyorlar.



19-Belleveu Sarayı

Almanya cumhurbaşkanının evi bu saray oluyor. Aaa Merkel burda mı yaşıyormuş demeyin. Merkel Almanya şanselörü, bir de cumhurbaşkanı seçiyorlar.



20-Humboldt Üniversitesi

Üniversite de ziyaret edelim derseniz Humbold'a bir göz atabilirsiniz.

21-Victory Column/Berlin Zafer Sütunu

Anıtsal sütün. 1864 yılında 2. Scleiswig Savaşı'ndaki Prusya zaferinin anısına dikilmiş. Henrick Strack tasarlamış.



22-Potzdamer Platz



Şehrin modern yüzünü yansıtan meydanda açık hava sergileri ve festivaller oluyor. Avmler de yan yana. Legoland'ı ünlü, mağazalar, restoranlar, sinema salonları, film müzesi de bulunuyor.

23-Kreuzberg

Burası Türk bölgesi. Dönercileri, tabelaları, dili, gördüğünüz pek çok şey Türkiye'yi yansıtıyor. Türkler arasında Klein İstanbul/küçük İstanbul olarak adlandırılan bölgede Türk nüfusu oldukça fazla. Son zamanlarda ise hipster mekanına dönüşmüş.

Ayrıca şehirden birkaç kare

Bu binalar Brugge ve Amsterdam'daki kremalı pasta şeklindeki binalara benziyor. Çok tatlı duruyorlar.



Çocukları taşımak için hazırlanan bisiklet de çok tatlı değil mi






Ulaşım

Metro ile gitmek istediğiniz yerlere rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Günlük sınırsız bilet 7euro bir kez okutuyorsunuz bileti bir daha basmıyorsunuz ve görevli gelirse gösterirsiniz. Biz hiç görevliye denk gelmedik. Genelde turistik yerler A ve B zonelerında olduğu için o iki bölgeyi kapsayan biletleri alınca yetiyor. Bilet kontrolü yok, alınan bilet her araçta geçerli oluyor. Tek bilet almak isteyince pahalıya geliyor 2.40 euro tek yön. Bileti girişte validasyon makinesine okutmak gerekiyor, makine üzerine tarih ve saat basıyor. Gece 3e kadar geçerli oluyor bilet böylelikle. Şaşırtıcı kısmı ise makinelerde Türkçe kısım da bulunuyor. Bu kadar Türk olunca memlekette Türkçe de tercih edilen diller arasında oluyor.

Ne yenir

Almanya'nın en meşhur yemeği ne diye sorduk? Türk döneri dediler. Dönerin de gemüse olanı yani sebzelisi. E biz de tabi ki her gün gemüse döner yedik. Genellikle sadece tavuk döner satıyorlar ve şu ana kadar gördüğümüz yerlerin hepsinde helal sertifikası vardı. İçki satanların da kendileri de içenlerin de vardı. Muhtemelen helal etleri belli yerlerden alıyorlardır ve talep eden de çok olduğu için Türkler helal et kullanıyorlardır diye düşünüyorum.

Merkel de dayanamamış dönerin cazibesine 😆




Haberlerden okumak isterseniz diye link bırakıyorum.

Mustafa's Gemüse

Duyduk ki buranın en meşhur yemek yeri Mustafa's Gemüse Dönerciymiş. Efenim şimdi  bu Gemüse dönercinin soyadı mıdır derseniz değil. Gemüse Almanca sebze demekmiş.Türkiye'deki dönerciler pek sebze kızartıp koymazlar, Almanya'daki dönerlerin farkı da bu demek ki. Gemüse bir dönerci zinciri değil de sebzeli satan dönercilerin kullandığı isimmiş.

Biz de bir gidelim tadalaım dedik dönerini. Sırayı görünce Eyfel'de bile bu kadar beklenmiyordu dedik. 2-3 saatte ancak sıra gelir gibiydi biz de başka bir yerde gemüse döner yemeyi tercih ettik. Sıraya baktığımızda da yabancıların çoğunlukta olduğunu gördük.

O değil de googlemaps bile durağın adını Mustafa's Gemüse diye çıkardı. Abimize saygı duyduk.



Kottiwood Gemüse

Kreuzberg Türk bölgesinde yediğimiz bu gemüse döner oldukça lezetliydi. İçki de satmayan nadir yerlerden olduğu için ve abiimizi de kendimize yakın bulduğumuz için daha da memnun kaldık. Döner 3, 90 euroydu. Bu ülkede dönerlerin neden bu kadar ucuz olduğunu anlayamadım. Ucuza bol malzeme.



K'UPS döner



Windbeutelmit sahne cream puff



Cafe back factory

Kafemize yakın olan fırında 4 gün boyunca hamurişleriyle kahvaltımızı yaptık.





Börekschnecke feta: sarmalı kaşarlı börek

Spinat- kase- snack ıspanaklı börek

Berliner tatlı pfannkuchen denir şekerli pofuduk ekmek

Schoko-knuffi




Mio eis dondurma







Koşeri كشري

Alexander platzta kendisi Alman eşi Mısırlı olan bir ablanın sattığı koşeriden aldık. Hatta bize denemelik ikram etti. Koşeri bir Mısır yemeği, lezzetli değildi.



Einstein kafe

Almanlar başka neyi ticarete dökebiliriz demişler. Alman olan Einsteinle ilgili bir şey yapalım, e kafenin ismi olsun deyip kafeyi meşhur yapmışlar. Biz de gidip bir kahve içelim dedik. Diğer kahvelerden bir farkı yoktu.

Lattesinden içtik



İstanbul süpermarketten 

Bunu özellikle paylaşmak istiyorum. Çünkü eskiden Biskremin incirlisi vardı Türkiye'de ama artık yok. Halbuki çok lezzetliydi, biz de Rasberrylisinden aldık. Çokça almalıymıştım.



Alexander platzda

Meydanda satılan bu meyve sularının görüntüsü çok hoş. Tropik bir hava katıyor.



Potzdamer platzda eğer avmye girip kremalı tatlılar aldık, çok leziz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder