Londra/İngiltere: Ne yapılır, nereler gezilir? 126 Öneri



"İlk kez girdiğim Saint Paul Katedrali'ni Süleymaniye'yle, hala her gittiğimde ziyaret etmeye çalıştığım Charing Cross'daki sahafları Beyazıt'taki sahaflarla, Thames nehrini Boğaziçi ve Haliç'le, Oxford Street'i İstiklal Caddesi ile, Piccadily Circus'u Taksim Meydanı'yla karşılaştırırken, şehirlerin insani/evrensel ortak özüyle medeniyetsel farklılıklarını anlamaya çalışıyordum."

                                                                                   Ahmet Davutoğlu, Medeniyetler ve Şehirler

20.10.2016'dan bu yana yaşadığımız Londra'yı başta genel özellikleriyle sonra da kategorilere ayırarak sizlere anlatamaya çalışacağım. Londra'yı ziyaret etmek isteyenler, burada yaşamayı düşünenler, ya da sadece buradaki hayatı merak edenler için faydalı bir blog olur inşallah.


Sabah güne Hyde Park’ta yürüyüş yaparak başladıktan sonra, öğle yemeği için Camden Town’da Thai food’ları deneyebilir, ikindileyin tiyatroya gidip ünlü Alaaddin oyununu izleyebilir, akşam da bir konferansa katılabilirsiniz yahut Oxford Street'te bir yürüyüş yapabilirsiniz. Bunların hepsini bu blogda farklı kategoriler altında anlatmaya çalışacağım.

Ayrıca 3 yıl boyunca ziyaret ettiğimiz yerlerde çektiğimiz Vlogumuzu buraya tıklayarak izleyebilirsiniz. 


Outline

A. Genel Bilgiler
B1. Başlıca Gezilecek Yerler(36 yer)

1-Big Ben

2-London Eye

3-Houses of Parliament

4-Tower of London

5-Tower Bridge

6-City Hall

7-Little Venice

8-St.Paul’s Cathedral

9-One World Change Avm

10-Buckingham Palace

11-Westminster Abbey

12-The Shard

13-Oxford Street

14-Bond Street

15-Soho

16-Carnaby street

17-China Town

18-Piccadilly Circus

19-Trafalgar Square

20-Leicester Square

21-Notting Hill

22-Greenwich

23-Cutty Sark

24-Greenwich Unıversity

25-Kensington and Knightsbridge

26- James Smith & Sons

27- Charing Cross Sahaflar

28- British Library

29- Hogwarts 9 Çeyrek Treni

30- Sherlock Holmes Museum

31- Sembolik Telefon Kulubüleri ve Posta Kutuları

32- Doctor Who Police Office Box-Earl's Court

33-Horse Guards Parade

34-Hay's Galleria

35-BBC

36-Emirates cable car

37-Harry Potter

B2. Seyir Terasları (5 yer)

1-The Shard

2-One New Change-St Paul rooftop

3-Sky Garden

4-The Garden at 120

5-The Lookout

6-The Post Building-The Roof Garden

7-Horizon '22

B3. Ayrıca Gezilebilecek Yerler
1-The Graffiti Tunnel/Leake Street Arches/The Vaultz London
2-50 Eastbourne Terrace-Saati değiştiren adam
3-The Mall(Buckingham'a giden yol)
4-Mercato Mayfair
5-Aji Cafe (Big Ben manzarası)
6-Daunt Books
7-Soho Home Design
8-BAPS Shri
9-Barbican Conservatory?
10-Great Scotland Yard
11-Thin House
12-Paddington İstasyonu
13-Ramazan Işıkları
14-Chiswick Mosaic House
15- Rus-Orthodox Church
16-Treetop Walkway?
17-Palm House?
18-King Henry's Mound?
19-Abbey Road?
C.Market/Pazarlar(13)

1- Borough Market

2- Notting Hill- Portobello Market

3-Camden Town Market

4-Covent Garden Market

5-Neal's Yard

6-Sevel Dials Market

7-Leadenhall Market

8-Greenwich Market

9- Whitechapel Market

10-Waltamstow Market

11-Old Spitalfields Market

12-Brick Lane Market

13-Backyard Market

14-Brick Lane Vintage Markets

15-Upmarket

16-Kingly Court

17-The Real Food Market King's Cross?

18-Mare Street Market?

19-Maltby Street Market?

D. Müzeler(19)

1- British Museum

2- Science Museum

3- National History Museum

4- Victoria and Albert Museum

5- Museum of London

6- Imperial War Museum

7- Bank of England Museum

8- Design Museum

9-National Gallery

10- National Portrait Gallery

11-National Theatre

12-Tate Modern

13-Tate Britain

14- Wallace Collection

15- Geffrye Musuem

16- Wellcome Collection

17-Shakespeare's Globe Theatre

18- Guildhall Art Gallery

19- Freud Museum

20-Queen's House?

21-Sir John Soane's Museum?

E. Camiler(4)

1-The Islamic Cultural Centre and The London Central Mosque (Londra Merkez Camisi)

2-East London Mosque

3-Aziziye Camii

4- Londra Diyanet Camii 

F. Parklar(10)

1-Hyde Park

2-Kensington Gardens

3-Regents Park

4-Green Park

5-Richmond Park

6- St. James' Park

7- Holland Park ve Kyoto Garden

8- Mayfield Lavender Farm

9- Kenwood House/Hempstead Heath/Parliament Hill Viewpoint

10-Battersea Park

11-St.Dunstan in The East Church Garden

12-Kew Gardens?

13-Bushy Park?

14-Telegraph Hill Upper Park?

15-The Hill Garden and Pergola?


G. Alışveriş Yerleri(5)

1-Harrods

2-Primark

3-Tk Maxx

4-Westfield City AVM

5-Designer Outlet

H. Yemek Yerleri
I. Üniversiteler(6)

1- SOAS

2- LSE

3- UCL

4- King's College

5- Goldsmiths

6-Imperial College 

J. 6 Günlük gezi planı

K. Yemek/Tatlı/İçecek yerleri
Auxmerveilleux -Mini excentrique GF
La Maritxu London-Basque San Sebastian Cheesecake GF
The Alley Holborn-Bubble Tea
Korean Barbeque Barbican
Ayam Zaman
Festok-Mayfair-baklava with vanilla ice cream, hot chocolate with candy floss
Milk Train-ice cream, creme burped hot choclate
Anita-ice cream
Walkmisu-tiramisu-telefon kulübesinde 
Chopstix
Fortitude Bakehouse
Fuwa Fuwa Cafe
Jump Kitchen-Iraqi-kunefe
Bread Ahead Bakery-bombolini
Greedy Cow Bakes-korean milk donuts icing dolgulu
Camden Town-Thai foods
Alborz-Iran
Hiba Restaurant
Dishoom
Melur Restaurant-Malay
Tukdin Flavors of Malaysia
Sirgista Bros-hamburger
Tinsel Town-hamburger
Said del 1923
Bubble Wrap-china town
Paul- Craqant cake, makaron
Japan Centre
Bursa Restaurant-serpme kahvaltı
Kilis restoran-açık büfe kahvaltı
Humble Crumble-GF
V&A Museum Cafe


(Not: Yazıda yer yer farklı renkteki kelimelerin üstünde bağlantılar var, onlara tıklayarak bahsi geçen mevzunun detaylarına ulaşabilirsiniz.)




A-Genel Bilgiler


İngiltere'nin ve Birleşik Krallıklar'ın başkenti olan Londra pek çok farklı milleti, dini, kültürü kısacası medeniyeti içerisinde barındırmaktadır. Dünya çapındaki kolonizasyon faaliyetlerinden ötürü özellikle sömürge ülkelerinden insanları caddelerinde dolaşırken görmek mümkündür. Bunlar genelde Hintler, Pakistanlılar, Güney Afrikalılar, Araplar, Polonyalılar ve İrlandalılar oluyor.


Daha çok eğitim almak veya çalışmak üzere gelinen bir şehir olan Londra'yı başlarda yadırgasanız da yaşadıkça seveceksiniz. Epey Müslümanın bulunduğu nadir bir Avrupa şehri olan Londra'nın kozmopolit hali size samimi gelebilir. Bununla birlikte Türkiye'yle daima karşılaştıracak ve ülkenizi de bir kez daha seveceksiniz, özellikle bürokrasinin bu ülkede ne kadar yavaş işlediğini gördüğünüzde. Bu gezi bloğunda, başta Londra'da sonrasında ise İngiltere'nin diğer şehirlerinde bir turist olarak veyahut yeni taşınmış biri olarak nereleri gezebilirsiniz, nelerden yararlanabilirsiniz kategorilere ayırarak başlıklar halinde anlatacağım. Londra'da yaşadığımız için en ayrıntılı anlatabileceğim yer Londra olacak haliyle.




A.1.Aksanlar



Birleşik Krallık (United Kingdom/ Great Britain) 4 ülkeden oluşuyor: İngiltere, İrlanda, İskoçya, Galler. Resmi dili İngilizce ve pek çok farklı British aksanları var. Britishlerin aksanı bizim alışık olduğumuz Amerikan aksanından çok farklı. Ayrıca kullandıkları kelimeler de Amerikalılardan farklılaşabiliyor. Bazı Amerikan kelimeler British'te ayıp olarak karşılanabiliyor. Bir de Amerikalıların konuşmalarını çok ucuz bulduklarını söylüyorlar. Britishler'in aksanlarından dolayı bazen anlamak Ameikan English kadar kolay olmayabiliyor. Tutuk gibi konuşsalar da Doctor Who'daki Rose gibi konuşmazlarsa şanslısınız, söylediklerini anlarsınız:) Genelde İngilizler'den çok yabancı milletlerle karşılaşacağınız için her milletin kendi aksanını duyarsınız. British aksanları (UK accents) ve ağızları,lehçeleri (dialects) ise başlıca şunlar: Queen's accent (posh accent-kraliçenin aksanı, bu aksan yüksek sosyete aksanı olarak da bilinir, ağır ağır ve baskılı bir biçimde konuşma, şimdilerde ise kraliçenin aksanının avamlaştığı düşünülüyor), RP-Received Pronounciation (BBC'nin kullandığı aksan), Cockney-Estuary English, Midlands/ Northern, West country, Scottish, Welsh(Galler), Irish cities: Liverpool, Birmingham, Newcastle, Glasgow,ve son olarak Londra. Londra'da bu aksanlar ve bunların dışında pek çok aksan bulunmakta. Her yabancı milletin de aksanı işin içine girdikçe işler çok karışmakta. En iyisi genel bir British aksanı öğrenmek. Bu konuda size yardımcı olabilecek Meetup programı var. İngilizce telafuz (English pronounciation) dersleri bulabilirsiniz içerisinde, uygulamasını da indirebilirsiniz. Size uygun bir programı seçip gidebilirsiniz. Hem farklı milletten pek çok insanla tanışıp kültürlerini tanıma imkanınız olur hem de İngilizce telaffuzunuzu geliştirebilirsiniz.

A.2. Siyaset


İngiltere'nin gündemini son yıllarda genellikle Brexit etrafında dönen tartışmalar oluşturuyor. David Cameron'un Avrupa Birliği'nden çıkış için referandum sözü vermek zorunda kalmasıyla başlayan süreç, kendisini yerinden edecek "ayrılalım" kararıyla sonuçlandı 2016 yılında. Sonrasında da süreci yürütmek için Theresa May başbakan oldu, şimdiyse "new iron lady" mi muhabbetleri dönüyor sıkı conservative politikaları nedeniyle. Conservative'lere "tories" de deniyor. Ayrıca Nigel Farage gibi komedi karakterleri de mevcut. Türk Boris Johnson da ayrı bir geyik tabi.. Londra'nın belediye başkanı ise müslüman Sadiq Khan. Londra'da tek belediye başkanı yok yalnız, "gerçek londra"nın "city of london"ın ayrı belediye başkanı, ayrı kuralları, ayrı seçim sistemi, ayrı bir tarihi var. İlginç bir durum ama asıl Londra diyebileceğimiz yer bu City of London. İngilizler Londra'yı Romalılardan geri alırlarken, surları nedeniyle giremedikleri bu bölge ile anlaşma yapmışlar zamanında, vergi vermeme karşılığında İngilizlerin hakimiyetlerini kabul etmişler. Ticari ayrıcalıklara sahip olan bu bölge, zamanla ekonominin finansın merkezi haline gelmiş, Bank of England burada kurulmuş. Bugün sur kalmamış tabi ama, hala da Kraliçe buraya izinle girer. Kendi yönetimini kendi belirleyen City of London'ın seçimleri de şirketler'in nüfuzları üzerine kuruludur. Daha detaylı bilgiyi burada bulabilirsiniz. Ayrıca City of London ile Westminister (hükümet binalarının ve Kraliçe'nin Buckingham Palace'ının olduğu yer) arasındaki bölge mahkemeler bölgesidir. Rivayet odur ki, mahkemelerin tam orta yerinde olmasının sebebi, bu iki taraf arasındaki bitmek bilmeyen hukuki problemlerdir.


A.3.Halkı ve Yaşamı

Bunların dışında yaşadıkça seveceğiniz bir şehir olduğunu söyleyebilirim. En başta Müslümanların çok sayıda olması sizi rahatlatıyor. Sevmeseler de saygı duyan, nezaketi elden bırakmayan bir milletle beraber yaşıyorsunuz ve en azından nefret söylemleriyle pek karşılaşmıyorsunuz. Farklı milliyetlerden Müslüman kardeşlerinizin sıcak, samimi, daim mütebessim yüzlerini görüyorsunuz, bu da pek çok şeye değiyor. Müslümanların olduğu yerde mescid, cami , ibadetin görünürlüğü, helal yemek, en önemlisi kardeşlik oluyor. Bu karşılaştırmaları Avrupa'da başka bir yere mesela İspanya'ya gidip dönerseniz rahatlıkla yapabilirsiniz. Tabi bir de İngilizce konuşulması sizi rahatlatıyor, anadiliniz olmasa da Avrupa'nın başka yerlerinde konuşulan hiçbir dili anlamıyorsanız ve İngilizce konuşamadıklarını fark ettiğinizde İngiltere'de yaşadığınız için şükrediyorsunuz. İngilizce- Arapça- Türkçe konuşarak gerekli pek çok kişiyle anlaşabiliyorsunuz.



Bahsetmek istediğim bir konu da hayatın burada akşam erken saatlerde durması. Bu kadar kozmopolit bir şehirde bile mekanlar erkenden kapanıyor ve insanlar evlerine gidiyor. Kahve içmeye diye çıktığımız bir akşam 21.00'da hiçbir yeri açık bulamamıştık. Yine de Oxford Street'te hayat biraz daha geç bitiyor diyebiliriz. Şehir yaşamının çok düzenli olduğu Londra'da evlerin, sokakların olduğu kadar insanların da düzenli olduğu görülüyor. Erken yatıyor, erken kalkıyorlar, taşkınlıklar, aşırılıklar pek görülmüyor. Mesela metroların çok kalabalık olduğu anlar oluyor ve kimse kimseyi iteklemiyor. Genel olarak bir metrobüs kültürü gibi bir kültür yok burada. Metroya binen ilk insanlar oturuyor ve kimse kimseye yer vermiyor. Yaşlıların ayakta durduklarını sıklıkla görebilirsiniz. Hamileler de kendileri yer istemek durumunda kalıyorlar.

Biraz da bürokrasisinden bahsedelim. Burada işler istediğiniz gibi hemen gerçekleşmiyor. Her şey için evinize posta gönderiyorlar, online olarak halletmiyorlar. Postanın gelmesini bekliyorsunuz. Mesela banka hesabı açtıracaksınız ve tüm koşulları sağlıyorsunuz. O zaman Türkiye'deki gibi hemen gidip kartınızı da elinize alamıyorsunuz. Önceden randevu almanız gerekiyor. Randevu sırasında açtırma talebinde bulunuyorsunuz ve şifrenin, kartın gelmesi 1 ayı bulabiliyor. Polis kaydı yaptırmanız gerekiyor ve randevu alıp kaydı bekliyorsunuz. Aslında her şey çok düzenli ve sıralı. Sırayı, sistemi genelde bilemiyorsunuz. Ancak asıl sıkıntı işlerin çok yavaş yürümesi. Eğer acil bir işiniz varsa Allah yardımcınız olsun, Hızır yoldaşınız olsun:) Hatırlıyorum da metroda gazetede okurken ambülans çağıran yaşlı teyzenin gelmeyen ambülansı beklemesi hikayesini okurken nasıl üzüldüm anlatamam.

Sağlık hizmetleri konusunda burada yaşayanların da söylediği gibi doktorlar nitelikli değil, iyi bir eğitim almıyorlar, yeterli ve kaliteli bir hizmet verilmiyor. Doktora gidebilmek için bin takla atmalısınız. Ama kendinize iyi bakar, hasta olmazsanız rahat edersiniz. Ayrıca hırsızlara da dikkat etmek gerek, zira Londra, dünyada hırsızlığın en fazla olduğu şehirlerden biri. Motosikletli seri hırsızların saatte 21 tane telefon çalabilme rekorları bile var. Çalınan eşyaların da geri gelme ihtimalleri epey düşük, polisler de "Zaten herkesin çalınıyor,ne yapalım yani" diyerek ilgilenmiyorlar.

Bir de ücretsiz berberlerinden bahsetmeliyim. Kadın erkek herkes unisex berberlere gidebiliyor. Berberliğin okulu olduğu için de öğrencilerinin ücretsiz çalıştığı berber dükkanları oluyor. Ücretsiz olarak saçınızı kestirebilirsiniz. Buraya linkini koyuyorum. Önceden randevu almanız gerekiyor. Ancak bunun kadın versiyonu var mı emin değilim.

Bir de özel ders imkanlarından bahsedelim. Tutora adında bir sitede hem özel ders verebilirsiniz, hem de alabilirsiniz. İstediğiniz dersleri yazarak özel ders hocası arayabilirsiniz.

A.4.Ulaşım

Öncelikle her seyahatinizde kullanabileceğiniz, uçak biletlerinde en ucuz fiyatları görebileceğiniz Skyscanner'ı kullanabilirsiniz. Şehiriçine gelirsek ulaşımda metro ağı çok yaygın. Nitekim dünyanın en eski metrosu bu şehirde bulunan, 1863'te açılan Metropolitan Demiryolu (Metropolitan Railway)'dur. Metrolara bindiğinizde ne kadar eski olduğunu zaten görürsünüz. Kulakları tırmalayan, kıyamet kopuyormuşçasına bir ses size yol boyunca eşlik edecektir. Yapıldığı dönemin fizik biliminin yeterince gelişmemiş olmasından ötürü herhalde, metrodan inseniz bile tam olarak dışarı çıkana kadar fırtınadan kurtulamazsınız.

Piccadily line haritası yapmışlar: Line üzerindeki tarihi yerler:





Ayrıca metrolarda 'underground' yazsa da genelde halk arasında 'tube' olarak kullanılır. En hızlı metro hattının Victoria line olduğu söyleniyor. Oyster (ulaşım kartı) tam ve öğrenci kartı olarak değişiyor. Gezmeye geldiyseniz 1 haftalık, belli bölgeler için sınırsız travelcard alabilirsiniz. Bunların da çok ucuz olduğunu söyleyemeyeceğim. Tfl internet sitesinden temin edebilirsiniz tam fiyatları. Öbür yandan tam oyster alabilirsiniz. Londra zone'lara ayrılıyor ve merkez zonelardan uzaklaştıkça ulaşıma harcanan miktar değişiyor. Mesela 1-3. Zone’lar arası her biniş için 2.8 pound. Bütün gezilecek yerler 1. Ve 2. Zone’da olduğu için 1-2 arası'nda yolculuk yaparak, diğer zonelara pek fazla çıkmayarak ulaşıma daha az masraf yapabilirsiniz. Ayrıca sabahki ve akşamki iş giriş ve çıkış saatleri(rush hour) için peak time uygulaması var: Normal yolculuk ücretinin üzerine yarım pound daha ekleniyor. Ayrıca, eğer normal oyster kullanıyorsanız, onun yerine Wallet uygulamasına sahipseniz telefonunuzu, ya da contactless ödeme imkanı varsa eğer kredi kartınızı da touch ederek ( akbil basarak) geçebilirsiniz. Yalnız uzun sürekli kalacaksanız Londra'da, Tfl'in duyurularını takip etmekte fayda var zira epey "strike" (grev) olabiliyor metroları tamamen durduran. Arabası olan biriyseniz 1. zone'un belli yerlerden geçerken ciddi miktarlar ödeyeceğinizi bilmeniz gerekir (congestion charge). Trafiği azaltmak için böyle bir yöntem uygulamışlar. Ayrıca trafik bizdekinin aksine soldan akıyor, karşıdan karşıya geçerken ne tarafa bakacağınıza dikkat etmeniz lazım. Yolda da soldan yürüyorlar, tabi bazen kimse dikkat etmiyor, ancak yürüyen merdivenlerde sağ tarafta duruluyor. Artık kullanımda olmasa bile, İngilizlerin dikkatle muhafaza ettiği, Londra'nın simgesi olan kırmızı telefon kulübeleri, çift katlı kırmızı otobüsleri, ve 1960'da Kraliçe 2. Elizabeth tarafından açılan Victoria metro hattı:





UK'deki metro sistemi way in ve way out olmak üzere hem girişte hem çıkışta oyster basılarak kullanılıyor, böylelikle gittiğiniz zone'lara göre charge ediyor. Eğer giriş yapıp çıkış yapmadıysanız sizden 5 pound kesiyor. Özellikle overgroundlarda touch in ve touch out yazan readerlara basmayı unutmamak gerekiyor. Eğer aktarma yapıyorsanız ve interchange yazan pink readerları görüyorsanız ki bu merkeze inmeden yolculuk yaptığınızı gösterir, böylelikle sizden daha az fare charge eder. Pink reader yazısına tıklayarak hangi duraklarda interchange pink reader olduğuna bakabilirsiniz. Single fare finder'dan nereden nereye gideceğinizi yazarak ne kadar ödemeniz gerektiğini ve nerelerde interchange yapmanız gerektiğini görebilirsiniz. Plan a journey'den gideceğiniz yere nasıl gideceğinizi bulabilirsiniz. Ayrıca city.mapper uygulamasıyla da detaylı olarak ulaşımınızı planlayıp, en uygun seçeneği kulanabilirsiniz.


Havaalanları

Havaalanlarına gelicek olursak Londra'nın 5 havaalanı var: Heathrow, Stansted, Gatwick, Luton ve City. Heatrow büyük şirketlerin kullandığı bir yerken, Stansted Ryanair gibi düşük fiyatlı havayolu firmalarının kullandığı bir yer. Heatrow, Gatwick ve Stansted'e metro ile gidilebilmekte. Luton şehre uzaklığı sebebiyle en ucuz firmaların kullandığı bir havaalanı. Metro ile gidebilmek mümkün değil, havaalanı otobüsüne bilet almanız gerekiyor. bazen biletler uçak biletini geçebilir, mesela Edinburgh^ya giderseniz. City ise iç hatlarda kullanılıyor. Thy genelde Heathrow ve Gatwick'itercih ederken, Pegasus Stansted'i kullanıyor.

Tax free refund/Vergi iadesi

Havaalanları konusundayken tax free'den de bahsetmek gerekir. Buranın vatandaşı olmayanların vergi ödeme zorunluluğu olmadığı için belli ürünlerde özellikle teknolojik ürünlerde vergilerini geri alabiliyorsunuz. Zaten en çok alınan ürünler de Apple ürünleri oluyor. Öncelikle vergiyi geri alabilmeniz için UK ve EU vatandaşı olmamanız, BRP( oturma izni olanların kimlik kartı)'ye sahip olmamanız, en fazla 6 aylığına UK'e gelmiş olmanız gerekmektedir. İnternetten sipariş ettiyseniz ve pick up yapacaksanız (Appstore'a gidip alacaksanız) pick up yapacak diye internette yazdığınız kişi pasaportuyla beraber mağazaya gitmeli. Ürünü alırken tax refund formunu istemelisiniz, zira daha sonra giderseniz vermezler, ürün alınırken veriliyor sadece. Sonrasında fişi doldurup havaalanında ülkenize dönerken kontrollerden geçtikten sonra tax free bürosuna (Travelex) gidip oradaki görevliye fişinizi onaylatmalı, sonrasında onun yönlendirdiği kişiye de onaylatıp gösterdiği posta kutusuna atmalısınız. Tabi isterseniz orada cash/nakit olarak da alabilirsiniz. Ancak o zaman her fiş başına 10 pound kesiliyor. Bu nedenle kart numaranızı yazıp eksiksiz almanızı tavsiye ederim. Tabi kartınıza 1 ay sonra yükleniyor. Ne zaman yükleneceğini de bilemiyorsunuz. Heatrow ve Gtawick havaalanlarında görevliye onaylatmanız gerekiyor. Stansted ve Luton havaalanında ise bu fişleri onaylayacak bir görevli yok o yüzden postaya direk atıyor ve Allah'a emanet ediyorsunuz. Belki 2,5 aya gelir:)

NIN (National Insurance Number) Alma

Bu numara sizin İnngiltere'deki numaranız oluyor. Çalışma izni olan vize türlerine sahip olan kişiler bu numarayı alabiliyor ve böylelikle UK'de işlere başvurabiliyor. Bu numara tamamen çalışmak için gerekli yani. Bu numarayı alabilmeniz  için öncelikle bu linkten aramanız gereken numaraya bakabilirsiniz. Öncelikle bu numarayı arayıp istenen bilgileri vermek gerekiyor. Başvuru yaptığınızda evinize posta yolluyorlar. Eğer ihtiyacınız varsa erkenden bavurmak en iyisi çünkü bu  postalı işler çok uzun sürüyor, ne zaman geleceği belli olmuyor. Sonra onların gönderdiği postadaki belgeleri doldurup onlara postalıyorsunuz ve size tekrar bir  posta atıp Reference number ve eğer dependent vizelliyseniz interview tarihi göndermelerini  bekliyorsunuz, burada öğrenciyseniz artık interviewe çağırmadan postayla National Insurance Number'ınızı gönderiyorlar, yok değilseniz size tarih verip çağırıyorlar muhtemelen job centre'lara. Orada size bazı sorular sorarak belgeleri  dolduruyorlar ve en geç 1 aya kadar numaranızı postalayaacaklarını söylüyorlar. Bu uzun soluklu süreçte Allah yardımcınız olsun. Burası Büyük Britanya(!)

Bisiklet kiralama


Bisiklet sürmek isterseniz Santander'in 1. ve 2. zone'larda bulunan bisikletlerini kiralayabilirsiniz. Makineden kartla kiraladığınız bisikletleri kendi duraklarında yarım saatte bir park etmeniz gerekmekte. Yolları İstanbul gibi sarp yokuşlu olmayan dümdüz ve bisikletliler için trafik işıkları da olan Londra'da havalar çok soğuk değilse bisiklet sürmesi son derece zevkli oluyor.



Telefon hattı
Telefon hattınızı ise Londra'ya gelir gelmez almalısınız. Three, O2, Orange, Vodafone, T mobile, Lebara gibi telefon hattı şirketleri var. Top up yaparak kontör yükleyerek belli paketleri kullanabilirsiniz. İnternet kullanmak artık büyük önem arz ettiğinden en çok internet paketine ihtiyaç duyuluyor. Hatta bir şifre alarak metrolarda duraklarda, metronun içindeyken bile wifi kullanabilirsiniz. Bu hatları Avrupa'nın başka ülkelerine gittiğinizde de kullanmaya devam edebilirsiniz.

A.5. Priz ve Ölçü Birimleri
Diğer bir konu ise prizlerinin Avrupa'ya ve Türkiye'ye uyumlu ikili prizden farklı olarak üçlü priz olması. Bu prizleri kullanabilmek için bir converter (dönüştürücü) almanız gerekir. Eğer Apple kullanıcısıysanız orjinal adaptörünü almanız iyi olabilir.Para birimi ise pound/sterlin. Ancak insanlar hep pound diyor. Çok saçma bozuk paraları var maalesef, anlamanız için muhteşem gözlere sahip olmanız gerekiyor zira üzerlerinde bizimkilerdeki gibi kocaman rakamlar bulunmuyor ve paraların büyüklükleri miktarlarını yansıtmıyor. Her şeyde olduğu gibi elbette ölçü birimleri de farklı: litre değil ons ve pint, kg yerine pound, km yerine mil, metre yerine inç, Celcius yerine Fahrenheit kullanılıyor. Öyle bir boy söyleme ifadeleri var ki hiçbir şey anlaşılmıyor. Yine de litre ve kilogram hayatlarına girmiş, bence bunda yabancı milletlerle beraber yaşamalarının etkisi var.

A.6.Konaklama
Londra dünyanın en pahalı şehirlerinden olduğundan konaklama da aynı şekilde pahalıya geliyor. 1000- 1500 pound arası orta sınıf evler bulabilirsiniz.Türk parasına çevirince evlere 6-7 bin lira veriliyor. Genelde stüdyo daire/studio flat şeklinde yani tek bir oda içinde yatak, masa, sandalye, mutfak , banyo olan yerler kiralanıyor. Tabi tek bir odada yaşamak bayağı zor oluyor. Müstakil Victorian evleri dışarıdan güzel görünüyor fakat içleri çok küçük, her odası ayrı birilerine kiralanıyor, üstelik eski oldukları için de ısıtması zor. Ev kiralamak için kriterlerin başında genelde metroya yakın olmak gelir, eğer merkeze kolay gidilebilen bir metronun yanında oturuyorsanız ulaşımda çok rahat edersiniz. Her yere kolaylıkla gidebilirsiniz. Ev kiralamak istediğinizde emlakçılar size pek yardımcı olmuyorlar, ancak peşini bırakmayıp sayısız emlakçıyla konuşursanız bir ev çıkacaktır karşınıza. Mesela Canary Wharf tarafından rezidanslar bulunuyor, biraz uzak olsa da metroya yakın ve bakılabilecek yerler. Süreç şu şekilde ilerliyor. Ev sahibinin verdiği fiyatı kabul ediyorsanız ya da yeni bir fiyat önermek istiyorsanız baktığınız ev için ev sahibine offer gönderiyorsunuz emlakçı aracılığyla. Bu offer'ı göndermek için önce evin depositosunu ödüyorsunuz. Yaklaşık 2bin pound civarında oluyor. Ev sahibi kabul etmezse depositonuzu geri alıyorsunuz. Tabi bu parayı sizin karttan ödemeniz bekleniyor. Burada bazı ödemeler yalnızca kartla yapılıyor. Eğer teklifinizi kabul ederse önce bir inventory check/ eşyaların kontrol edilmesi yapılıyor. Eşyalar sayılıyor, bir tahribat var mı bakılıyor. Bunu yapan şirketler var. İşlem tamamlandıktan sonra zaten deposito ödemiş olduğunuz için artık 6 ayık peşin kiranızı veriyorsunuz. Ayrıca emlakçıya administration fee ödüyorsunuz. Yurtlarda kalmak istiyorsanız eğer üniversitede okuyorsanız ve erken davranırsanız okulun yurtlarından yararlanırsınız. Yurt ücretleri eğer tekli oda kiralamak istiyorsanız 500-600 pound arasında değişiyor. Üniversitelerin evliler için ayrıca evleri de bulunuyor. Bunun dışında özel yurtlarda da kalabilirsiniz. Bir de kiralık veya satılık evleri bulabileceğiniz geniş çaplı bir site bulunuyor. Buradan kriterlerinizi seçerek ev arayabilirsiniz. Evin güvenliği ile ilgili bilgiler sitede bulunuyor ancak daha detaylı güvenlik taraması yapmak isterseniz yani mesela bölgedeki suç oranlarına bakmak isterseniz Metropolitan police'inin sitesine uğrayabilirsiniz.

A.7.Eğitim

Türkiye'den farklı bir eğitim sistemine sahip olan UK, öğrencileri bir an önce mezun edip hayata atılmalarını istemekte.

BBC Bitesize'dan okullarda işlenen konulara bakılabilir.

A.8. Kültürel faaliyetler


Londra, kültürel faaliyetler açısından zengin bir şehir. Tiyatrolara, müzikallere, operalara, komedi şovlara gidebilir, pek çok programa, konferansa, etkinliğe katılabilirsiniz. Ünlü müzikallerden Alaaddin, Wicked, The Lion King, The Phantom of The Opera, Matilda, ünlü tiyatro oyunları Shakespeare'in Romeo and Juliet ve Hamlet'i, Don Juan in Soho, Ugly Lies the Bone, Harry Potter and the Cursed Child. Harry Potter'ın ayrı bir tiyatro binası olmasına rağmen bir yıl boyunca tüm tiyatro biletleri tükeniyor ve ne zaman baksanız da bilet bulamıyorsunuz. Satın alanlar nasıl almış gerçekten merak ediyorum. Bunun dışında Londra'da olmasanız da yapabileceğiniz bir faaliyet olarak İngiliz dizileri ve filmlerini izleyebilirsiniz. Sherlock Holmes -Hatta benim gibi, inspector Lestrade ile sokakta bile karşılabilirsiniz- , The Crown (kraliyet ailesini anlatıyor), Doctor Who, Call The Midwife (daha çok kadınların ve sağlık elemanlarının izleyeceği bir dizi) ve bilumum BBC dizileri ve filmleri elbette.


Ya da bir oyun çıkışı Doctor Who (David Tennant)'ı bir anda hayranlarıyla fotoğraf çekinirken hemen önünüzde bulabilirsiniz.



Matilda The Musical 


The Lion King-Lyceum Theatre


The Lion King tam bir görsel şölendi.🌞Başka yerlerde refah olabilir ama burada bir hayat tarzı var demişti bir Amerikalı akademisyenimiz. Bu hayat tarzında müzikale çokça yer var. Londra’da sıkça oynan ünlü oyunlardan The Lion King/Aslan Kral’a gittik. Dansları, kostümleri, Afrika kültürünü yansıtmasıyla çok beğendiğimi söyleyebilirim. Bütün oyuncular, dansçılar siyahiydi pek tabii. 
🌝Yavru bir aslan olan Simba’nın macerasını konu ediniyor. Simba’nın babası Mufasa ormanın kralıdır ve Simba babasına hayrandır, ancak amcası Scar tahtı ele geçirmek istemektedir ve Mufasa’yı öldürüp suçu Simba’ya atar. Henüz bir çocuk olan Simba olayı anlayamaz ve yanlışlıkla babasını öldürdüğüne inanır, böylece amcası Simba’yı sürgüne göndermeyi başarmıştır, Simba uzaklara gider ve büyüdüğünde geri döner. Uzun bir mücadele sonucu Scar’a Mufasa’yı öldürdüğünü itiraf ettirir ve bunu herkes duyar. Scar ölür  ve Simba kral olur. Simba, karanlık döneminde babasının hayalini görür ve babası ona kim olduğunu hatırlaması gerektiğini söyler. Simba kendine gelmeyi başarmıştır.

🦒Shakespeare’in Hamlet’inden ve İncil’deki Hz. Yusuf ve Hz. Musa hikayelerindwn etkilenmiş.  

🦁Aslan Kral, 1999 yılından beri Lyceum tiyatrosunda oynanıyor yani 25 yıldır bu sahne bu ritimlere ev sahipliği yapıyor. 
🎭Oyun 2 perdeden oluşuyor. 1 saat sonra 15 dakkalık bir mola verildi saha sonra bir 45 dk daha devam etti. Çok şükür ki en önden 2. Sıradaydık ve oyunu rahat takip edebildik. 2. Perdede bir ara bir aksaklık oldu ve oyuna ara verildi. 
📍2 küçük oyuncu da vardı müzikalde: biri Simba’nın çocukluğunu diğeri de onun arkadaşını oynuyordu. Önden 2. Sırada oturduğumuz için sahneyi yakından görebildik, uçarken asılı oldukları ip bile net görülebiliyordu. Tabi kafamızı yukarı kaldırmak zorunda olduğumuz için biraz boynumuz ağrıdı. Ünlü müzikaller hep aynı tiyatro salonlarında oynanıyor Londra’da. Ekipmanlar aynı sahneye kuruluyor, oyuncular hep aynı sahnede oynuyor. The Lion King de Lyceum Theatre’da oluyor. Seyirciler arasında çokça çocuk da vardı, hatta sınıfça geldikleri anlaşılıyordu. Müzikalde çıplaklık, öpüşme gibi sahneler de olmadığı için çocuklara uygun bir müzikaldi. 
#london #musicaltheatre #thelionking2024🦁 #lyceumtheatre 


Harry Potter'ın tiyatrosuna da gidebilirsiniz  ye bulabileceğinize inanıyorsanuz ve 300-400  poundu gözden çıkarmışsanız. Zaten kara borsadan bir türlü çıkamadı bu oyun.


Royal Albert Hall
İsmiyle bizlere Boğaziçi'ndeki Albert Long Hall/Saatli Bina'yı hatırlatan bu mekan daire şeklinde inşa edilmiş 6bin kişilik kapasiteye sahip bir konser salonu. Opera dinlemeyi sevenler için harika bir mekan. Ben Carmina Burana Operası dinlemiştim.


Londra'da Learning Centre'larda dilediğiniz derslere katılabilirsiniz. Bazıları ücretli bazıları ücretsiz olan bu derslerden bazıları: İngilizce, annelik kursu, kariyer geliştirme. Neredeyse her mahallede olan bu centre'lardan oturduğunuz yere yakın olanını seçerek istediğiniz bir kursa yazılabilirsiniz. İstanbul'daki İsmek gibi diyebiliriz.




İngilizce yanında Arapça da öğrenmek isterseniz Sharek(شارك) gibi pek çok kurs ve Arapların çok olması sebebiyle özel hoca bulabilirsiniz.

Tabi konferanslara, aktivitelere de gidebilirsiniz.

Yine bir gün Gannuşi dinliyoruz:

Öbür yandan İngiliz kitapları da okuyabilirsiniz. Eğer Greenwich'e yolunuz düşerse Greenwich Book Time'dan kitap alabilirsiniz, sıfır kitapları ucuza satıyor. Bir de Ahmet Davutoğlu'nun Medeniyetler ve Şehirler kitabını okumanızı tavsiye ederim. Kitabın ilk bölümünde ziyaret ettiği şehirleri medeniyetlerle ilişkilendiriyor, yer yer şehirleri ve içindeki mekanları başka yerlerle karşılaştırıyor ve yerinde benzetmeler yapıyor. Tabi aşağıda anlatacağım yerleri gezerek de pek çok şey öğrenebilir, bu kültürü tanımaya çalışabilirsiniz. Çok gezen mi bilir çok okuyan mı sorusuna hem okuyup hem gezerek yanıt verebilirsiniz. Haydi bismillah.

B.1- Başlıca Gezilecek Yerler

Birbirine yakın yerler (Big Ben, London Eye, Palace of Westminster, Westminster Abbey, Westminster Bridge, Imperial War Museum, House of Parliament. Tabiki yola çıkmadan önce haritalardan nere nereye yakınmış, menzile en kısa nasıl varılırmış bunları hesap etmek lazım. Bunun için daima google.mapsi kullanmanızı öneririm. Iphone'un haritası çok işe yaramayabiliyor:)

1- Big Ben


Londra'nın meşhur saat kulesidir. İngiltere'nin simgelerinden biri sayılır. Dünya'nın en büyük ikinci dört yüzlü saatidir. Yalnızca dışarıdan bakılabilecek bir güzellik olarak addedebiliriz. Tabi bir de saati öğrenebilirsiniz :)


2-London Eye

Dünya'nın en büyük dönme dolabı olarak bilinen London Eye, Londra'nın simgelerinden. Gerçek anlamda bir  tarihi olmayan London Eye milenyum kutlamaları amacıyla Thames Nehri'nin kıyısına kurulmuş. Hikayesi Eyfel kulesinin yapılışına çok benziyor. Bir yarışma sonucu kazanan tasarımcıların fikrinden ortaya çıkıyor. Bildiğim kadarıyla tur atmak 40 pound. Bu dönme dolaba binerek Londra'nın harika manzarasını seyredebilirsiniz.







3- Houses of Parliament / Palace of Westminster (Parlemento Binaları)




Houses of Common



Thames nehrinin kıyısındaki parlamento Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası'ndan oluşur. Sarayda 1834 yılında büyük bir yangın çıkmış ve sonrasında zarar gören yerler yeniden inşa edilmiş ve onarılmış. Saray genellikle Hristiyan mabedlerinde kullanılan gotik mimariye sahiptir. Büyük ve görkemli bir yapı olan parlamentoya parlamento üyesi olmayanlar da girebilmektedir. Belli odalarında bazen Türklerin de düzenlediği programlar oluyor. Ayrıca Eventbrite’dan da takip ederseniz parlamentodaki bazı ücretsiz herkese açık programlara kayıt yaptırabilirsiniz.

4- Tower of London (Londra Kalesi)







Takrîbî 1000 yıllık olan bu yapı geçmişte hapishane, gözlemevi, işkence mekanı gibi farklı amaçlarla kullanılmış. Dışarıdan da görmesi güzel olan bu tarihi yapının içerisine girmek ise 25 pound.

5- Tower Bridge (Kule Köprüsü)

Thames Nehri'nin üzerine kurulmuş olan köprünün iki ayağı da kule şeklinde. Dünyadaki en meşhur baskül köprü örneğidir. Yani deniz araçlarının geçmesi için açılabilmektedir. Köprünün yakınında belediye binası olan eğik bina City Hall bulunmaktadır. Gelmişken yanındaki mekanları görmekte de fayda var.






6-City Hall 

Tower Bridge'in yanında da yani belediye binası yer alıyor.


7- Little Venice

Muhteşem güzellikte olan Venedik’le yarışamasa da yine de görülmeye, denenmeye değer bir yer. Bir tekne gezintisi yapılabilir, ya da kanalın yanında yürünebilir.


Sonbaharda ayrı bir güzelliği var:





8- St. Paul's Cathedral


Ayrıca One World Change AVM'de asansöre binip St. Paul manzarası seyredebilir ve terasına/rooftop çıkıp geniş açıyla bakabilirsiniz. Aşağıdaki fotoğrafı terastan çektim. 




Katolik-Protestan karışımı Anglikan kiliselerinin yaygın olduğu İngiltere'de St. Paul Katedral'i de Anglikan mezhebine aittir. Çok eski bir yapı olan katedral, büyük Londra yangınından sonra İngiltere'nin en ünlü mimarı Christopher Wren tarafından yeniden inşa edilmiş. 16.15-17.00 arasinda ücretsiz girebilirsiniz, hatta bir ayine de denk gelebilirsiniz.



9-One World Change AVM'den asansör/lift ve teras/rooftop. Asansöre binip terasına free olarak çıkabilirsiniz. Asansör yükselirken izlemek bile güzel. 



10- Buckhingham Palace

İngiliz kraliyet ailesinin yaşadığı saray. Genelde uzaktan bakmak yeterlidir. İçeri giriş ise bölüm bölüm 20 pound'tan başlar, görmek istediğiniz kısım sayısına göre değişir. Saray girişinde nöbet tutan kraliçenin askerlerinin ünlü nöbet değişim törenini (Changing the Guards) izlemek isterseniz 11.30’ta sarayın önüne gelmeniz gerekir. Bu nöbetler yazın her gün, kışın ise iki günde bir yapılıyor. Eğer ki meraklısıysanız ve İngiliz dizilerini seviyorsanız, halihazırdaki kraliçe 2.Elizabeth’in hayatının anlatıldığı, Netflix yapımı The Crown’u da izlemenizi tavsiye ederim. 💂Guardsman'ın emojisi bile varmış. 






Buckingham'a giden bu kırmızı asfalt yolda bisiklet sürmeye bayılıyorum. Bu yol The Mall olarak isimlendiriliyor. 



11- Westminster Abbey




Kraliyet ailesine ve ünlü kişilerin cenazelerine ev sahipliği yapan bu ünlü kilise bilim adamları, komutanlar ve politikacıların mezarlarını da bulundurur. Newton ve Darwin'in de mezarları buradaymış.



12- The Shard

İki ya da üç katlı tatlı taş binalardan müteşekkil Londra'nın nadir gökdeleni. En üst katına çıkıp çok para vermeden de 52. katındaki Gong kafe'de demlikte gelen bir çeşit çayın tadına bakılabilir 6-7 pounda. Londra ayaklarınızın altında kalacak ve tüm şehri seyre dalacaksınız. Yakınında Tower Bridge başta olmak üzere köprüler, Thames Nehri, gemiler, orjinal binasıyla belediye (City Hall), St. Paul Katedrali gibi pek çok yere farklı bir perspektiften bakabilirsiniz. Burası çok güzel bir tefekkür yeri de olabilir. İnsanın yükseklerde olma isteğini, sonsuzluk arzusunu görebileceğiniz gibi içine kaybolduğumuz bir şehrin bile aslında ne kadar küçük olduğunu fark ederek ve Allah'ın kudretinin ne kadar da büyük olduğunu düşünebilirsiniz.





Shard'tan bakınca manzara da bu şekilde:


13-Oxford Street







İstiklal Caddesi'ni anımsatan Oxford Street, Londra'nın en meşhur caddelerinden. Kalabalığın hiçbir zaman boşalmadığı bir yer. Cadde üzerinde İngiliz markalarından Türkiye'de de bulunan markalara kadar bol bol alışveriş mekanı bulabilirsiniz. Fiyatlar diğer mekanlara göre yüksek olsa da kendinize göre bir şeyler elbette bulabilirsiniz. Ayrıca Oxford Street üzerinde 2 tane de Primark bulunmakta. Bond Street'te de alışveriş yapılabilecek mağazalar, hediyelik eşya satan yerler bulabilirsiniz.


Oxford Street Christmas ışıklarını yakmaya hazırlanırken yukarıda






14-Bond Street



15- Soho
Çin, İtalyan, Fransız, Yunan mutfaklarının olduğu eski bir göçmen yerleşim alanı olan Soho çok sayıda eşcinsel kulübü, gece kulübü, pubı ile ünlüdür. Çin restoranlarıyla dolu olan China Town da bu semtte bulunuyor. Burada Çinlilere ait farklı bir tarihte yılbaşı kutlamalarını da görebilirsiniz.




16-Carnaby Street

Carnaby Street'te de Carnaby Carnaval adında bir alışveriş festivali düzenleniyor. Adının karnaval olduğuna bakmayın sadece alışverişe özendirmek için mağazaların olduğu dükkanlar ışıklandırılıyor.



Carnaby Street, kraliçenin Platinum Jubilee kutlamalarına hazırlanırken:


17-China Town







18-Piccadily Circus


Piccadilly Circus, Londra'nın trafiğe kapatılmış, işlek ve ünlü bir kavşağıdır. Turistler, sokak müzisyenleri ve sokak ressamlarının uğrak yeri olmuştur. Resminizi çizdirmek isterseniz farklı fiyatlarda ve boyutlarda çizen pek çok kişi bulabilirsiniz. Meşhur Eros heykelini görebileceğiniz gibi devasa reklam ekranlarını da görebikirsiniz. Tiyatrolar ve alışveriş mekanlarına yakındır.

19-Trafalgar Square



Trafalgar Square adını İngiliz donanması ve Fransız- İspanyol donanmasıyla gerçekleşen Trafalgar Savaşı'ndan alıyor. Meydanda savaşı kazanan Amiral Nelson'ın heykeli var. Londra'nın en meşhur meydanı. Tarihte İngiliz krallarının şahinlerini beslediği ve eğittiği bir yer iken şimdilerde turistik bir mekan. Londra'nın gezilecek en önemli yerlerine yakındır ( London Eye, Big Ben, Westminster Palace, Westminster Abbey, Piccadilly Circus, Buckhingham Palace, Leicester Square, National Gallery, National Portrait Gallery)


Trafalgar'da bayram şenliklerine denk gelince:


Trafalgar Square'de Ramadan Tent'in 2000 kişilik Open iftarı oldu. Londra belediye başkanı Sadıq Khan da konuşma yapmaya geldi. Bu Ramadan Tent'te 2. karşılaşmamız. Daha önce de SOAS'ta yapılan daha küçük iftara katılmıştı. 










Aşağıda Londra'nın en küçük polis kulübesini görüyorsunuz.



20-Leicester Square


Leicester Square'de parkın içerisinde bir Shakespeare heykeli ve onun adına bir çeşme bulunur. Kapılardaki büstler ise Chaplin, Newton, Hunter ve Hogarth'a aittir. Bu meydan sinemaların merkezi sayılır. Çok sayıda sinemanın yanında gece kulüpleri de vardır. Birbirinden farklı legolar satan Lego'ya da girebilir, bir hediye alabilirsiniz. Ayrıca yılbaşı yaklaşırken Christmas market açılıyor.

Yoldaki ressamlara kara kalemle portrenizi çizdirebilirsiniz. 


21-Notting Hill

Rengarenk evleriyle dikkat çeken Nothing Hill, Londra'nın prestijli semtlerinden biri. Büyük Victoria evleri, pahalı restoranları bir yana butikleriyle de moda semti olarak bilinir. Ayrıca Notting Hill adında burada geçen bir romantik-komedi filmi de bulunmaktadır. Filme konu olan kitapçı dükkanı (Notting Hill Bookshop) da burada bulunmaktadır.









22-Greenwich

Hepimizin ilkokul yıllarından beri öğrendiği farazi 0 meridyeninin geçtiği yer olarak bildiğimiz Greenwich adından da anlaşılacağı gibi son derece yeşil bir yer. Özellikle baharda gezmek güzel olabilir. Grenwich'te şimdilerde Greenwich Üniversitesi olan Eski Kraliyet Donanma Koleji, National Maritime Museum(Ulusal Denizcilik Müzesi), Queen's House Museum, Çin'den Britanya'ya çay getirmek için kullanılmış ve yerini daha karlı işlere kaptıran ve müze haline getirilen Cutty Sark yelkenlisi, birbirinden orjinal tasarımlar, antikalar, mücevherler, eski kıyafetler, dikiş makineleri, fotoğraflar,eski kitaplar, eski seramikler ve farklı mutfakların olduğu Londra'nın en iyi çarşılarından olan Greenwich Market, gözlemevi olan 0 meridyeninin geçtiği Royal Observatory Greenwich gezilebilecek yerlerdir.


Cherry Blossoms











Oldukça orjinal tasarımlar görebilirsiniz.




Greenwich Vintage Market'e de uğramanız tavsiye edilir:


23-Cutty Sark


Birleşik Krallık'ın yelkenlisi. 1869 yılında İskoçya'nın Dumbarton kentinde Jock Willi Shipping Line firması için yapılmış. Buharlı gemiler ortaya çıkıncaya kadar uzun mesafe ticaret gemisi olarak görev yapan yelkenlilerin en gelişmişi ve en hızlısıydı. Cutty Sark, denizcilik işletmesi sahibi John Willis tarafından sipariş edilmişti. Şirketin Çin ile İngiltere arasında çay ticareti yapan çok sayıda gemisi bulunmaktaydı. Çay, o dönemde çok yüksek değere sahip, mevsimlik bir ürün olduğu için çok hızlı bir şekilde tüketileceği bölgeye getirilmesi önem taşımaktaydı. Dolayısıyla hızlı gemilerin erken getirdiği ürünler İngiliz pazarında oldukça yüksek fiyata satılabilmekteydi. Çay tüccarları kendilerine müşteri çekebilmek için bu dönemde çayı getirdikleri hızlı gemilerin isimlerini bile reklam olarak kullanmaktaydı. Cutty Sark'ın sipariş edildiği 1865-1869 dönemi çay taşıyan hızlı yelkenli gemilerin sayısında gözle görülür bir artışın yaşandığı bir dönemdir.

24-Greenwich Universitesi


Londra ve Kent'te üç kampüsü bulunan University of Greenwich kampüslerinin en büyüğü olan Greenwich, Londra'nın merkezinde bir UNESCO Dünya Mirası Sit Alanında yer alıyor. Birleşik Krallık’ın en yeşil üniversitelerinden bir tanesi olan okul, ödüllü oyuncular ve Olimpik sporcuların da aralarında olduğu birçok tanınmış mezuna sahip.

 


25-Kensington ve Knighstbridge


Tiny House

İngiltere'nin en dar evi



Hyde Park'a yakın olan ve Design Museum'ın bulunduğu Kensington, Harrods, Türk Konsolosluğu, Science Museum gibi müzeler ve ünlü mekanların olduğu Knightsbridge gezmeye değecek yerlerden. Ancak lüks bir semt olan Kensington'da çok içerilere girmemek daha iyi olabilir. Nitekim ailelerin yaşadığı, toplu taşımanın pek fazla olmadığı yerler çoğunlukla.


26- James Smith & Sons

Londra'nın meşhur şemsiyecisi 1830 yılında açılmış. El yapımı şemsiyeler satan dükkanda kadınlara ve erkeklere özel şemsiyeler bulunmakta. Yağmurlarıyla ünlü Londra'da şemsiye bulmak, daha doğrusu işe yarar bir şemsiye bulmak işkence olmasına rağmen bu dükkanda sağlam şemsiyeler bulabilirsiniz. Tabi 100 pound olur, 500 pound olur. Ucuz bir şemsiye bulabileceğinizi düşünmeyin. Avrupa'nın en eski ve köklü şemsiyecisini mutlaka ziyaret edip şemsiyelerini görmeli.


James Smith and Sons'ı hep yağmurlu günlerde ziyaret etmişim. Arkadaşlarımla gittiğim günleri, Selimle gittiğim günleri hatırlıyorum, mekanın anlam ve önemine binaen farketmeksizin öyle olmuş. 





27- Charing Cross Sahaflar


Trafalgar, Leicester meydanlarına yakın olan Charing Cross'ta 2. el kitapçıları bulabilirsiniz. Bayezid'teki Sahaflara benzetmemeniz elde değil. Yol boyunca farklı kitapçılarla karşılaşıyoruz. Benim en beğendiğim ise Any Amounts of Books kitapçı oldu. Arkadaşımla girip istediğimiz kitapları hemen bulup aldık, hem de temiz kitaplardı. Yakınında Quinto ve Koenig kitapçıları da var. Googlemaps' bookshop Charing Cross yazarsanız da bütün kştapçıların lstesini veriyor.




28- British Library


Birleşik Krallık'ın milli kütühanesi ve dünyanın en büyük kütüphanelerinden olan Britanya Kütüphanesi'nde farklı ülkelere, farklı dillere ait yazılı ve dijital kitaplar, el yazmaları, gazeteler, dergiler, haritalar, mühürler, çizimler, video ve ses kayıtları bulunuyor. 14 milyonu kitap olan 170 milyon öge bulunuyormuş. Kütüphanenin her yerine giremiyorsunuz, belli kısımlara girip çalışabilmek ve kitap almak için pass almanız gerekiyor. İçerisinde öğrencilerin bilgisayarlarını alıp çalıştığı ve bir şeyler yiyip içebildiği kafeteryalar da mevcut.






Bu kitaplar sadece sergilenmek için 



29- Hogwarts 9 Çeyrek Treni


Harry Potter hayranlarının dikkatine! Harry Potter'ın bir sahnesinin çekildiği yere geldik. Harry duvardan bu arabayla geçiyordu. Fotoğraf çekilmek isteyenlere Harry atkısı verip çekilmesini sağlıyor bir görevli. Hemen yanında Harry Potter eşyalarının satıldığı bir shop bulunuyor. Mekan King's Cross Staion'ın içinde bulunuyor. Platform 9'un oralarda. Tabii artık çocuk olmadığımız için bizi heyecanlandırmıyor.


Hatta her sene 1 Eylül'de burda Harry Potter hayranlarının toplandığı bir etkinlik yapılıyor. Ekranda Hogwarts Express yazıyor, anons yapılıyor, Dobbie etrafta geziyor.




30- Sherlock Holmes Museum


Bu da Sherlock hayranlarına gelsin. Baker Street'te bulunan Sherlock'un çekildiği evin numarası olan 221B Baker Street sözünü Sherlock'ta sıklıkla duyarsınız. Müzeyi gezmek 20 pound, ancak önünde foto çektirmek free.

Bu kısmı Sherlock film müziği eşliğinde bakalım😎





Müzenin yanında bulunan shopa da girebilirsiniz










31- Sembolik Telefon Kulubüleri ve Posta Kutuları

Ziyaret edilecek bir yer olmayan, şehrin her yerinde bulunan eski kırmızı telefon kulübeleri Londra'nın temel simgeleri arasında.










Londra'nın simgelerinden bahsetmişken neler var dersek: kırmızı telefon kulübeleri, kırmızı otobüsler, kırmızı posta kutuları, Sherlock'tan da aşina olduğumuz siyah taksiler(cab), London Eye ve Big Ben tabi ki, bir de Parlamento Binası diyebiliriz



32- Doctor Who Police Office Box


''It is bigger on the inside'' sözünü hatırlarsınız:)

10 sezon Doctor Who izlemiş olanlar burada fotoğraf çekinmeden ayrılamazlar herhalde. British dizisi Doctor Who'nun zamanda yolculuk yapan Tardis'i, blue box'ı sergilemek için bir adet Earl's Court underground stationının oraya koymuşlar.


33-Horse Guards Parade

Burası en sevdiğim yerlerden. 




 Hem bisikletle hem yayan girdiğimiz harika bir yer. Normalde süvarilerin gösterileri olurmuş burda. Bu yol zaten Buckingham Sarayı'na varıyor kırmızı asfalt yol üzerinden. Kırmızı asfaltı da ilginç bir şekilde seviyorum.











Bisikletle bu yoldan geçmeyi ve ardından Buckingham'a uzanan kırmızı asfalt yoldan geçmeyi çok seviyorum. 



34-Hay's Galleria




35-BBC

BBC'nin Londra'da Oxford Street'e yakın bir binası var. Biz hem evimize hem eşimin işine hem de benim işyerime yakın olduğu için arada yürürken denk geliyorduk. Lüks araba çekimlerinin yapıldığı bir güne denk gelmişiz. Çok sayıda markanın arabsı BBC'nin orada çekim için durmuştu.






























BBC'nin hemen önü bu şekilde.

BBC Arabic'te çalışan arkadaşımı ziyaret gittiğimde BBC'nin farklı dillerdeki kanallarını gezdirmişti ve aşağıdaki manzarayı gören bir katına da çıkmıştık.

Ve arkadaşımın radyo sunuculuğu yaptığı yerde bir iki deneme de ben yapmış bulundum.😊

36-
Emirates Airline Cable Car

Canary Wharf manzaralı teleferik macerası yaşamak isterseniz tek gidiş £3,5  olmak üzere kısa ama zevkli bir tur yapabilirsiniz.

Biz yağmurlu bir günde gittiğimiz için yukardan manzara şu şekilde oldu. Ben bu görüntüyü  çok sevdim. İnşallah siz de seversiniz.



Tabi Canary Wharf manzarası ne kadar güzelse bir o kadar da kirli nehir ve etrafındaki prefabrik tarzı görüntü kirliliğine neden olan saçma fabrika ürünleriyle gerçekten korkunç duruyordu. 

2023 yılında tekrar bindiğimde sponsor IFS'ti. Tek yön £6 olmuştu. 



37-Harry Potter


38-Canada Water

Tower Bridge'ı görebiliyorsunuz buradan hele de günbatımında.




B2. Seyir Terasları

1-The Shard




2-One New Change-St Paul Rooftop







3-Sky Garden





Linke
 tıklayarak rezervasyon yaptırabilirsiniz. Booking her hafta pazartesi günleri açılıyor ve haftasonu için olanlar çok kısa sürede tükeniyor, ancak çok yoğun dönem değilse haftaiçine bilet bulabilirsiniz. Rezervasyon bahçe kısmı için ücretsiz, ayrıca yaklaşık 100 pound'tan açılan kahvaltı imkanı ve yemek sunan bir restoranı var. Sky Garden'dan manazara ise harika, bahçe görülmeye değer.



Sky Garden'dan manzara bu şekilde:
Tabi 360 derece dönebilirsiniz.


4-The Garden at 120

Yağmurlu bir günde önce Sky Garden'a randevumüzle çıkıp ardından hemen yanında bulunan The Garden'a çıktık. Buradan Sky Garden binası da görüüyor. Üstü açık bir teras olduğu için yağmurda ıslandık tabi. 


Londra'nın tam bir gizli hazinelerinden. Pek fazla bilinen bir yer değil. Biz çıktığımızda neredeyse kimse yoktu. 


5-The Lookout

Önceden randevu almanız gerekiyor, girişi ücretsiz. 2023 yılında çılan Horizon 22'nun hemen yanında. Biz randevu bulamadık, görevliden rica ettik. Özel sergiler gibi az kişi oluyor yukarda. Çok geniş bir manzara alanları yok ama Tower Bridge, St. Paul, Parlamento gibi öneli yerleri görebiliyorsunuz. 






6-The Post Building-The Roof Garden

Girişi ücretsiz olan seyir terası halka açık. Sadece güvenlikten geçip 9.kata çıkıyoruz. 

Manzara şu şekilde


7-Horizon '22 

Londra'nın en yüksek seyir noktası ve binası olan Horizon '22 en yeni seyir binası. Annem ve abim bizi ziyarete geldiğinde beraber girmiştik biz. Önden görünen Sky Garden'a da gitmiştik daha önce, ancak bu ondan da yüksek bir bina. 22 Bishopsgate'te bulunuyor. The Lookout ile yan yana.



Daha önce girmek istediğimizde randevusuz almıyoruz demişlerdi ve randevuları her zaman dolu, ancak Temmuz'da gittiğimizde öğlen vakti girmek istedik. Walk in bileti aldırdılar hemen ve direkt girebildik. 






-The Gherkin (
30 St Mary Axe)

Eskiden Gherkin diye bilinen bu bina sarmal açık ve koyu renkli camlarıyla mermi şeklinde bir ofis binası. Egg shaped building yani yumurta şeklinde bina da deniliyor. İçerisinde etkinliklerin de yapıldığı restoranların, barların bulunduğu bir bina. High tea'de bir afternoon tea experience'ı yaşayabilirsiniz. Gherkin normalde halka açık değil. Ancak Helix restoran ve Iris bar gibi uğrak noktaları var. Ama manazarayı görmek için yalnızca lüks bir restorana girebiliyorsunuz, onun dışında seyir için çıkamıyorsunuz. 

 B3.Ayrıca Gezilebilecek Yerler


Daha gezilebilecek başka yerler de bulunmakta. Hepsini ayrıntıyla yazarak uzatmak istemediğimden adlarını listeledim. Ücretli olanların fiyatlarını da yazdım.

1-The Graffiti Tunnel/Leake Street Arches/The Vaultz London

Sokak sanatçılarının grafitilerle bezediği bir cadde burası









2-50 Eastbourne Terrace-Saati değiştiren adam




3-The Mall(Buckingham'a giden yol)


4-Mercato Mayfair

Mayfair'de bir kiliseden bozma yemek dükkanlarının bulunduğu bir çarşı bulunuyor. Resmen Londra'nın saklı hazinelerinden. Biz Malaysian Street Food'ta yemiştik. 



5-Aji Cafe(Big Ben manzarası)



6-Daunt Books

Dizaynı muhteşem bir kitapçı, içerde pek çok ülkeye dair sekmeler var ve her biri hakkında kitapları bulabilirsiniz. Biz Mayfair'dekine gittik. 





7-Soho Home Design



8-BAPS Shri Swaminaryan Mandir Hindu Tapınağı





9-Barbican Conservatory

Her cuma 10am'de biletler açılıyor. Giriş ücretsiz ancak rezervasyon yapılması gerekiyor. 

10-Great Scotland Yard

İngiltere polis Teşkilatının adı Scotland Yard. Önünden geçerken selam vermeden geçmeyeyim dedim. 



11-Thin House

Londra'nın en ince evi Kensington civarında. Burada nasıl bir insan yaşayabiliyor diye düşünmeden edemiyor insan. Bana daha dışardan bunaltı geldi.

12-Paddington İstasyonu




Queen's Gallery(11£), Saatchi Gallery, Whitechapel Gallery, Barbican Gallery (16 £), Serpenten Gallery, Hayward Gallery(ticket gerekli), Somerset House(skate- buz pateni yapmak isteyenler için alanları var-15 £), The Photographer's Gallery (5 £), William Morris  Gallery, Palace de Championship, Royal Academy of Arts, Royal Courts of Justice(12 £), Churchill War Rooms (18 £), Madame Tussauds London (25 £), London Dungeon (21 £),  London Transport Museum (17,5 £), National Maritime Museum (Greenwich'te), Royal Opera House, Museum of Instruments (Royal College of Music Museum, 2015'ten bu yana 2019'a kadar kapalı)

13-Ramazan Işıkları

İlk defa 2023 Ramazan'ında yanmaya başlayan ışıkların 2024 versiyonunu fotoğrafta paylaştım sizinle.

Piccadily Circus'taki ışıklar




Marble Arch'taki ışıklar


14-The Mosaic House Chiswick

Bir aile evi olan binanın her yerini mozaiklerle kaplamışlar. Ayrıca 2 eski araba da tamamen mozaiklerle kaplanmış. 




15- Russian Orthodox Church

2018de vakfediliyor.


C-Market/Pazarlar

1- Borough Market

London Bridge'in orada işlek bir yere kurulan pazarda kalabalıkta iğne atsanız yere düşmez. Pazar günleri hariç her gün açık olan pazarda 70 farklı tezgah bulunmakta. Çeşit çeşit meyve farklı mutfakların lezzetlerine, kahvelerden baharatlara, çikolatalardan Türk lokumuna kadar pek çok ürünü bulabilirsiniz. Tezgahları gezerken farklı lezzetleri denemek de pek hoş oluyor. Pazara girdikten sonra çıkmak istemiyorsunuz. Ayrıca Borough Market'in karşısında da Neal's Yard dükkanında İngiliz peynirleri bulabilirsiniz.


2- Notting Hill- Portobello Road Market

Cumartesileri elbiseler, takılar, ikinci el eşyalar, antikalar, sebze meyvenin satıldığı Portobello Road Market adında bir pazar açılır. Burada her yıl Ağustos ayında da Rio Karnavalına benzer bir karnaval yapılırmış.


3-Camden Town Market


Punkçı ve metalcileri sıkça görebileceğiniz Camden Town, Londra'da en fazla zevk alacağınız yerlerden, muhakkak gelinmeli. Regent's Canal'da Camden Lock(su seviyesini eşitlemek için koyulan set-fotoğrafta)'un olduğu taraftan başlayarak Little Venice doğru Regent's Park'ı da geçerek bir Waterbus gezintisi yapabilirsiniz. Camden Town High Street'te vintage kıyafetler bulabilirsiniz. Birbirinden farklı ürünleri bulabileceğiniz Camden Town'da antikalardan, deri el yapımı cüzdanlara, vintage kıyafetlerden Vahşi Batı kıyafetlerine, İngiliz asilzadesi kostümlerine kadar pek çok şey var. Ayrıca fotoğrafınızı 3 boyutlu ortamlara aktaran mekanlar, resminizi çizdirebileceğiniz ressamlar, farklı kostümler giyerek fotoğraf çektirebileceğiniz dükkanlar mevcut. Bütün dünya mutfaklarından yemekler de Camden Town'ı şenlendiriyor. Ancak helal yiyecek bulmanız biraz zor. Mexico mutfağının yanında Helal Thai yemekleri satan teyzeden almanızı şiddetle tavsiye ederim. Londra'dan hediyelik eşya almak istiyorsanız, Camden Town tam olarak yeri. Nitekim hem ucuz hem güzel eşyalar bulabilirsiniz.









4-Covent Garden Market

1960'lara kadar meyve sebze pazarı olan Covent Garden şimdilerde dükkanların, tezgahların bulunduğu, sokak sanatçılarının gösteri yaptığı renkli bir yer. Dükkanların olduğu alt katta bir köşede genelde birilerinin gösterilerine şahit olursunuz. Oturup dinlenmek, kahve içmek için de uygun bir yerdir. Ayrıca Apple Market ve Covent Garden Market'ta da çeşitli antikalar, takılar, deri çantalar, fotoğraf makineleri ve daha pek çok ürünü bulabilirsiniz.








5-Neal's Yard

Covent Garden'ın oralarda rengarenk bir yer.

6-Seven Dials Market





7-Leadenhall Market

Beyaz yakalıların öğle arasında, akşamları takıldığı tasarımı ilgi çekici mağazalardan oluşan bir alan. Ben çok beğendim. Sky Garden'a da oldukça yakın. Daha çok finans çalışanlarının bulunduğu bir bölge. 



Auxmerveillex'ta mini exentrique mutlaka denenmeli. Çok hafif ve glutensiz


8-Greenwich Market


Yukarıda B.Başlıca gezilecekler kısmında yazmıştım.


Türklerin ve Müslümanların bolca bulunduğu semtte pazar günü  hariç ger gün pazar kuruluyor. Tesettür kıyafetleri, feraceler,  şallar, Hint kıyafetleri, takılar, valizler pek çok şey bulabilirsiniz. Etrafında da dükkanlar var. Ayrıca East London Mosque ve Jack the Ripper Museum da bu semtte. Giriş ücreti 10 pound. Adına müze kurulan Karındeşen Jack'in hikayesi de şu şekilde: 1888'de kimliği tespit edilememiş bir katil. Medyanın gazetedeki tirajları artırmak adına yazdığı düşünülen bir mektuptan alınıyor Karındeşen Jack ismi. Cinayet dosyalarında Whitechapel Katili ve Deri Önlük olarak anılıyor.

Bu siteden de Londra'daki tüm market/pazarlara ulaşabilirsiniz.

10-Waltamstow Market

1. zone'da olmayan ve turistik bir pazar olarak adlandıramayacağımız Waltamstow pazarı her çeşit dükkana, markete ev sahipliği yapmasının yanında pazar ve pazartesileri hariç kurulan meyve sebze, kıyafet, ev eşyaları pazarı içerisinde taze ve ucuza meyve ve sebze bulabileceğiniz garantidir. 1'er poundluk kaplara konnulan meyveleri gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.Yol boyunca 3-4 tane aralarında Türklerin de olduğu kasaplara denk gelmek çok muhtemel.


11- Old Spitalfields Market

Haftanın her günü açık olan pazarda her gün farklı sergiler kuruluyor. Bir gün sanatçılaraü bir gün antikacılara, diğer günler başka alanlara ait olan bir pazar. Konum olarak merkezi bir yerde. Market gezmesi  sevenlere harika bir alternatif



Mis gibi mochiler yiyebilirsiniz. Biz farklı çeşitleri beraber paylaştık.



Humble Crumble'da glutensiz seçenek de var hamur sevenlere.


12-Brick Lane Market
Kore, Fas, Çin, Malay yemeklerini bulabileceğiniz, hatta helal olanlarını  bulma ihtimaliniz olan yemeklerden, çantalara, kıyafetlere,  resimlere kadar pek çok çeşidin olduğu bir  pazar.

Dark Sugars, Bricklane marketing içinde değil ama o bölgede. Meyveli çikolataları harika ve de sıcak çikolata deneyebilirsiniz.




13-Backyard Market

Girişte lezzetli  tatlıların olduğu, içerde çeşitli street food'un ve bilimum malzemenin satıldığı bir pazar.  Brick Lane Market'tan pek bir farkı yok. Bu son üç market birbirine yakın bir  konumda bulunuyor. Aralarında da ilginç bir minareye sahip olan Brick Lane Jamme Masjid'i bulunuyor.









14-Brick Lane Vintage Markets




15-Upmarket


hem glutensiz hem helal. helal olsun Upmarket'a









16-Kingly Court



17-The Real Food Market King's Cross?


18-Mare Street Market?


19-Maltby Street Market?



D- Müzeler


Hava eğer soğuksa yapılacak en iyi şeylerden biri de müze gezmektir. Londra'da müzeler genel olarak ücretsizdir ve ‪10.00 'da‬ açılıp ‪18.00'de‬ kapanır. Gitmeden önce muhakkak internet sitelerinden saatlerini, o an açık olmadığını kontrol etmek gerekir. Ücretli olanların ücretlerini yazdım, yazmadıklarım ücretsizdir, tek tek free diye yazmadım.

1- British Museum

Bu müzelerden en ünlüsü British Müzesi'dir. Farklı uygarlıklardan toplanarak, daha doğrusu çalınarak getirilmiş pek çok Antik çağ eserlerini ve etnografya koleksiyonlarını bulundurur. Bunlar arasında Musa (as) kıssalarından bildiğimiz, Hz. Musa'nın Kızıldeniz'i yarıp geçtikten sonra sulara gömülüp boğulan firavunun cesedi, Efes antik kalıntıları, Uşak halıları, Osmanlı eserleri de bulunur. Öyle hacimli ve ağır tarihi eserler vardır ki bunu gerçekten nasıl getirebilmişler diye hayret edersiniz. Resmen şehri komple toplayıp getirmişler dersiniz. Bölümleri genel olarak şöyle: The natural world:insan yapımı objeler, fosiller, the birth of archaelogy:eski paralar, kitaplar, art and civilisation:, classifying the world, ancient scripts:Mısır hiyeroglafi yazısı ve Sanskritçe, religion and ritual:antik Yunan ve Roma mitolojisine ait eserler, trade and discovery.


,







2- Science Museum


Kesinlikle gidilmesi gereken müzelerden biri. Adından da anlaşılacağı gibi bilimin gelişimini anlatmaktadır. Pek çok interaktif ekranın bulunduğu müzeyi gezerken görsel efektler ve oynayacağınız oyunlarla hem öğrenir hem eğlenirsiniz. Hiç sıkılmadan saatlerce gezilebilecek bir müze. Sanayi Devrimi ürünü buharlı lokomotiften tıpta kullanılan aletlere kadar pek çok şeyi görebilirsiniz. Çocuklar için de epey eğlenceli bir müze aynı zamanda.

3- National History Museum

Pek çok canlının dondurulmuş halleri, deniz canlıları bölümü, vahşi yaşam bölümü, deprem ve volkan gibi doğal afetler ve doğa olayları bölümü ve tabiki (!) evrim bölümü bulunuyor. Kore depremi örneğiyle hazırlanan deprem platformunda deprem anı canlandırılıyor. Unuttuğunuz depremi bir kez yapay olarak yaşayarak, şu anda bir felakete maruz kalmadığınıza şükrederek diğer bölümleri gezmeye başlıyorsunuz.





4- Victoria and Albert Museum

İsmi kraliçe Victoria ve eşi Albert'tan gelmektedir. 4,5 milyon parça koleksiyonuyla, Dünya'nın en geniş süsleme sanatları ve dizayn içeriğine sahiptir, bu yüzden en büyük sanat ve tasarım müzesi sayılır. İçerisinde pek çok tablolar, heykeller, fotoğraflar, tekstil ürünleri, seramikler ve başka galeriler de var.








5- Museum of London
Pek meşhur olmamasına rağmen bizim bayıldığımız hoş bir tarih müzesi. MÖ. 450.000'den başlayarak Londra'nın Romalılardan İngilizlere geçişinden tutun da meşhur Londra yangının öncesindeki haritası ve sonrasında yeniden inşasıyla çizilen haritasına, modern dönem Londrasına ve şu anda Londra'da yaşayan medeniyetler ve izlerine kadar her şeyi bulabilirsiniz. İçerisinde farklı türden ürünlerin, eserlerin bulunduğu müzeleri daha renkli bulduğum için gezmesini de daha çok seviyorum. Londra Müzesi benim için onlardan biriydi.




6- Imperial War Museum
Müzede 1. Dünya Savaşı'nda kullanılan nesneler yansıtılır. Kullanılan gaz bombaları, gaz maskeleri, silahlar, teknolojinin getirdiği yeni savaş malzemeleri sergilenir. Böyle bir müzenin varlığına bile şaşarsınız. Sömürgeleri Hindistan'ı kaybetmek istemediklerini ifade eden liderlerinin sözlerine kadar yazmışlar. İşgal ettikleri yerleri tek tek yansıtmışlar.





7- Bank of England Museum







8- Design Museum
Müze binasının tasarımı oldukça farklıydı. İçerisinde de eskilere ait televizyonlar, radyolar ve modern tasarımlar vardı. Ama o kadar az şey vardı ki gezilmek için uygun bir yer değildi. Geniş bir yer olmasına rağmen içi çok boş geldi ve tasarımlar gayet sıradandı. Vakit harcamaya değmeyebilir.


9-National Gallery

Bellini'nin Fatih Sultan Mehmed portresinin içinde bulunmasıyla gözümüzde daha bir değerlileşen galeride ayrıca Leonardo da Vinci, Monet ve Cezanne gibi ünlü sanatçıların da eserleri bulunmakta.




National Gallery'yi Doctor  Who'nun 8.sezonun başında BBC'nin 50.yılı şerefine çekilen özel bölümünden hatırlayanlar olacaktır.



Aşağıdaki tablo İngiktere'nin en kazançlı filmi 007 James Bond filminde Bond'un önünde oturduğu tablo. Bir sahnesi de National Gallery'de çekiliyor. 



10- National Portrait Gallery

Ünlü İngilizlerin tablolarının olduğu bir sanat galerisi. Tudorlar döneminden günümüze kadar pek çok tablo bulunuyor. En dikkatimi çekense kral 8. Henri'nin sayamadığım kadar sayıda karısının tablolarının bulunmasıydı.





11-National Theatre

National Theatre'da daima tiyatro oyunları oluyor, takip ederek birini seçebilirsiniz. Burada sadece tiyatro izlenmiyor, isterseniz çay kahve alıp oturup kitap okuyabilirsiniz, isterseniz arkadaşlarınızla buluşup sohbet edebilir, ya da orada gerçekleşen bir Meetup programı varsa katılabilirsiniz. Çok işlevli hoş bir yer. Ayrıca dışarıdaki manzarası da çok hoş diyebilirim.

12-Tate Modern

Modern sanat severlerindenseniz sevebileceğiniz bir yer. Picasso'dan Sutherland'a, Magritte'e ve Dali'ye kadar modern dönem ressamlarını görebilirsiniz.Ayrıca sürrealist ressam Dali'nin ünlü Metamorphose de Narcisse ve Picasso'nun Bust of a Woman çalışmaları da burada bulunuyor. Modern sanat sevmeyenler yolları düştüyse hızlıca bakıp çıkabilirler, aksi takdirde pek sıkıcı olabilir.



Picasso-Bust of a Woman

13-Tate Britain

Tate Modern'la aynı tarzda bir modern sanat galerisi. Ancak Tate Modern kadar çirkin bir binası yok, gayet güzel binası. İçerisindekilere eser demeye dilim varmıyor. Birkaç düzgün tabloya rastladık, en azından anlamlandırabileceğimiz, yorumlayabileceğimiz resimlerdi.


14- Wallace Collection

18.yy Fransa'sına ait tablolar, mobilyalar, zırhlar,altın kutular, heykeller, minyatürler, porselenler ve Rönesans eserlerinin bulunduğu koleksiyon sergisi. İçeri girdiğinizde göreceğiniz oymalı, kakmalı eserlerden kendinizi alamayacaksınız. Her bir odası ayrı renkle şenlendirilmiş koleksiyon sergisindeki parçalar tam bir görsel şölen.




15- Geffrye Musuem


1600'lerden günümüze kadar Londra evlerini yansıtan müze gezilmeye değer yerlerden. Benim gibi Decorative Arts sevenler için harika bir müze.

16- Wellcome Collection

Eski zamanlardan bu yana medikal aletler ve anatomi bilgisine dair resimler bulunan, yine medikal kitaplara ev sahipliği yapan bir koleksiyon. Dişçilerin, cerrahların aletleri, ilk tekerlekli sandalyeler, ilk protezlerin sergilendiği, doğum anından resimlerin bulunduğu, hemşireliğe dair bilgilerin olduğu bir yer. Medikal alanlarda olanların daha çok ilgisini çeker sanırım.





17-Shakespeare's Globe Theatre



Tiyatroların oynandığı bir sahne, hatta tarih filmlerinde gördüğümüz ayakta oyun izleyen seyircilere orada şahit  olabilirsiniz. Ayakta izlemek isterseniz oyunu 5 pounda alabilirsiniz. Ancak ayakta durmak son derece yorucu olduğundan tavsiye etmem.


18- Guildhall Art Gallery

Victorian dönemine ait tabloların sergilendiği  bir  galeri.
































19- Freud Museum

Adından da anlaşılacağı üzere Freud'un Nazilerden kaçıp İngiltere'ye sığındığında kaldığı ev burası. Psikanalitik çalışmalarına dair pek çok şey görülebilir. İki katlı ev daha sonraları müze haline getirilmiş. Anna Freud'a ait bilgiler de bulunuyor. Az ileride de Anna Freud'un evi bulunuyor. O evde ders verdiği kürsüsü de var. Şimdilerde ise UCL'in Developmental Psychology alanında ders verdiği yer olarak kullanılıyor. Bu arada müzeye giriş 8 pound. Tabi ki  o fiyata değmez, hele de Britanya'daki müzeler ücretsiz olunca. Ancak giriş bileti bir sene geçerli, bu yüzden bir  arkadaşınızın biletini ortak kullanabilirsiniz. Biz tabi ki iki psychologists arkadaş gittik.

Terapiyi yaptığı yatak



E- Camiler

Londra'da namaz kılmak için cami aramak her zaman mümkün olmayabilir. Türkiye'deki gibi her semtinde camiler bulunmamaktadır. Öncelikle namaz için mekan arıyorsanız yine google.maps'ten mosque, masjid veya prayer room diye aratmanızı öneririm. Size en yakın namaz kılabileceğinizi yeri gösterir zaten. Büyük belli başlı camiler, mahallerde küçük mescitler ve her üniversitede de mescid olduğunu görürsünüz. En üzüldüğüm şey ise ezan okunmuyor olması. Bunun dışında namaz kılmak için cep seccadenizi daima yanınızda taşımanızı tavsiye ederim. Namaz vakitlerini belirlemek için de merkez camisinin sitesine bakabilirsiniz ya da muslim pro uygulamasını indirebilirsiniz. Her uygulama farklı vakitleri gösterebildiği için merkez camisinin vakitlerine en yakın uygulamayı seçmeniz iyi olur. Şimdi belli başlı camilerden bahsedeceğim:

1-The Islamic Cultural Centre and The London Central Mosque (Londra Merkez Camisi)
Ezan okunmayan İngiltere'de bu camide ezan okunmaktadır. Tabiki ses dışarı verilmez. İçerisinde Sharifa, Latifa gibi Müslüman prenseslerin olduğu çok tatlı kitapların olduğu bir kitapçı da var, uğrayablirsiniz. Büyük bir cami olan merkez camisinde aynı zamanda eğitim alanında, sosyal alanda ve dini hizmetler verilmektedir. Arapça dersleri ve psikolojik danışmanlık hizmetleri de bulunur. İnternet sitesine buradan ulaşabilirsiniz.


Babamın yıllar önce burada verdiği pozun aynısını verip yan yana koymak istemiştim aslında. 
Bu da Ramazan Bayramı'nda bayram namazından bir kare. 



2-East London Mosque
Whitecapel'da olan bu camide Cuma namazlarında Arapça, Urduca ve İngilizce olmak üzere 3 farklı dilde hutbe okunan bu camide pek çok faaliyet ve dersler oluyor. Arapça eğitimi, İslami ilimler eğitimi, çocuklara ve hanımlara eğitimler, İngilizce dersleri, ingilizce tefsir dersleri ve akşam programları da oluyor. Aktiviteleri internet siteleri üzerinden rahatlıkla takip edebilirsiniz. Numan Ali Khan'ın konuşmacı olduğu pek çok program da düzenleniyor.

Bu camiyle alakalı olmasa da bulduğum bir eğitim programını da linklerimize ekleyelim istedim. Uzun soluklu İslami ilimler eğitimi veriliyor Assalam Institute'ta.


3-Aziziye Camii
Buradaki en meşhur Türk camisi olan Aziziye'de elbette pek çok Türkle karşılaşabilir, dertleşebilir, deneyim paylaşımında bulunabilirsiniz. Çocuklara Kuran dersleri verebilir ya da küçük bir çocuğunuz varsa gönderebilirsiniz haftasonları Türkçe veya Kuran dersleri almaları için. Aynı zamanda Aziziye caminin bölgesi Türk mahallesi olduğu için, Türk marketlerine ya da restorantlarından özlediğiniz lezzetleri tadabilirsiniz.


4- Londra Diyanet Camii 


F- Parklar

Yeşilliklerle dolu Londra'da sayısız park vardır. Güneş almayan bir ülke olduklarından halk güneşi ilk gördükleri anda sokağa çıkıp D vitamini almaya çalışıyor:) Ayrıca önemli bir bilgi de vermeliyim. İngiltere'de tüm kuğular 12.yy'dan beri kraliçeye ait. Eğer kuğulara zarar verirseniz bunun da kanunlara göre cezası var. Hatta zamanında bir Türk bu sebepten para cezasına çarptırılmış. Şimdi bu güzel parkları anlatmaya başlayayım:

1-Hyde Park
Londra'nın en meşhur parkı diyebiliriz. Alan olarak büyük bir yer kaplıyor. İçerisinde Serpentine yapay gölü bulunuyor. Göldeki kuğular bütün manzarayı güzelleştirmeye yetiyor. Göl üzerinde bot gezintileri yapılabiliyor. Parkta Speaker's Corner( konuşmacı köşesi) bulunuyor. Buraya gelen insanlar istedikleri konularda konuşma yapabiliyorlar. Pazar günleri denk gelirseniz konuşmacıları dinleyebilirsiniz. Burayı Hamza Tzortzis'in de konuşmalarını yaptığı yer olarak hatırlayabilirsiniz.



Kraliçe'ye ait olan kuğulardan bir kare almasak olmazdı.






Benim en beğendiğim yanıysa kışın açılan Winter Wonderland'ti. Burada çocuklar gibi eğlenebilirsiniz. Parkın orta yerinde açılan bu büyük festival alanı, size sirklerden, lunaparka, yemek yerlerinden, çikolatacılara, alışveriş için orjinal tezgahlardan kutuplar deneyimine kadar pek çok eğlenceyi sunuyor. Biraz korku tüneline biner, biraz çarpışan arabalarda takılabilir, sonra ok atma, basket atma gibi oyunlarla oyuncaklar kazanmaya çalışabilirsiniz. Ana baba gününe dönen bu dönemde her yerden gelen insanların ne kadar mutlu olduğunu görebilirsiniz. Eğer bir defa girdiyseniz çıkmanız kolay olmayacaktır :)












Sıcak havalarda Hyde Park'ta pikniğe de hayır demeyiz:)


2- Kensington Gardens



Hyde Park'ın içinde. Çok güzel ağaçları ve çiçekleri olan bu bahçelerde ayrıca Kensington Sarayı, Serpentine Galerisi, Albert Anıtı, İtalyan Bahçeleri, Peter Pan Heykeli, Diana Memorial Playground (Diana Anıtsal Oyun Alanı) da bulunmaktadır.


Diana Memorial Playground: Çocuklarınız varsa girebiliyorsunuz. Çocuklarının enerjilerini atması için ideal bir yer.

3-Regents Park

O kadar güzel gül bahçeleri var ki koklamadan, bol bol fotoğraf almadan geçemezsiniz. Bunları görebilmek için baharda gitmek en iyisidir. Açık hava sporları da yapılabiliyor. Ayrıca içerisinde açık hava tiyatrosu ve Londra Hayvanat Bahçesi (London Zoo) de yer alıyor, yalnız biraz pahalı: 30 pound. Baharda güzel bir havada sadece parkta yürümek ve havayı solumak da yetiyor.

Mahallemizin parkı olduğu için ayrı bir seviyoruz. 



4-Green Park

Buckhingham Palace'ın yanında olan bu park da piknik alanlarına sahiptir. Tabi piknik dediysek aklınıza Türk usulu mangal falan gelmesin, sandviçinizi alıp gelebilirsiniz :)

Green Park green değilken




5-Richmond Park
Londra'nın en büyük kraliyet parkıymış. Şehrin merkezine uzaklığı sebebiyle özel olarak vakit ayırmak gerekir. Isabelle Korusu'nu görebilir, çocuğunuz varsa Kingston Gate ve Petersham Gate oyun alanlarında vakit geçirebilirsiniz. Geyikleri de meşhurdur.


Kızlarla geyik görmeye çalışmamız ve ardından Rümeysa ve Hiba'nın bana aldığı hediyeleri Richmond Park'ta vermesi😎


6- St. James' Park

İçerisinde bir gölet ve iki adacık bulunur. Pelikanlarıyla meşhur bu parkı ziyaret edip biraz yürüyebilirsiniz. Bu parkta resmi törenler ve milli kutlamalar da yapılabilmektedir, belki onlara denk gelirsiniz. Nitekim bu park da kraliyet parklarındandır.





























Kızlarla Trafalgar Square'den yürüdüğümüz bir zamanda çekmiştim. 

7- Holland Park
Londra'nın lüks semtlerinden Kensington'da bulunan geniş park bir harika. Özellikle bahar döneminde ziyaret ederseniz parkı hareketli ve canlı bulursunuz. Çiçeklerin açtığı, ördeklerin yüzerken ayrı bir  güzel göründüğü  bahar döneminde insanlar da kendini parka atıyor. Bakımlı bir park olan Holland Park, ormanlık alanıyla da yürüyüş ve bisiklet sürmeye uygun bir yer.





Holland Park civarındaki 3-6 milyon poundluk evler. It reminded me of Chelsea. 



Kyoto Garden


Holland Park'ın içerisinde bir bahçe.




8- Mayfield Lavender Farm

Londra'ya arabayla 1 saat 20 dk uzaklıta olan lavanta tarlası pek de parkların içinde sayılmaz. Ancak bu şahane kokan mekanı da paylaşmak istedim. Londra'nın içinde olmadığı için kısa süreli bir gezide tercih edilmeyebilir ancak Londra'da yaşayanlar için muhakkak bir uğrak noktası olmalı. Biz ev sahibimizle arabayla gitmiştik. Ulaşımının nasıl olduğunu bilmiyorum o nedenle. Bildiğim şey ise doğayla başbaşa bir yer, sıcak bir günde gidilirse güneşin altında yanma ihtimali var. Lavantadan magnetten çikolataya kadar her türlü hediyelik eşyayı da yapmışlar. Orada bulunan shop'tan her tür lavanta desenli veya içi lavanta dolu bir eşya alınabilir. Londra'nın sıcak olduğu nadir zamanlarda kalabalık oluyor, özellikle de telefon kulübesinin önü. Arabayı park edebilmek için alan da bulunuyor. Giriş ücreti ise yetişkinler için 1 pound.


Lavanta toplamışız. Mis gibi kokuyordu. 

9- Kenwood House/Hempstead Heath/Parliament Hill Viewpoint

Bir zamanlar Mansfield ve ailesine ait olan bu ev 18. yy'da mimar Robert Adam tarafından bir tarza sahip oluyor. Daha sonraları bu ev hükümete hibe edilerek sergi haline getiriliyor. İçerisinde o döneme ait tablolar, kitaplar, müzik aletleri, ki hala o müzik aletleriyle konserler veriliyor burada, dekoratif arts ögeleri bulunuyor.  Ayrıca ev, çok geniş bir parkın içerisinde bulunuyor. Hatta tepeye çıkarak Londra seyredilebiliyor.


10-Battersea Park 

Çok büyük ve yürüyüş için ideal bir park. Albert Bridge'ten geçip Chelsea'ye yürümek de çok zevkli oluyor. Parkın içinde aracınızı ücretli park edebileceğiniz bir yer de var. 






11-St. Dunstan In The East Church Garden


Çan Kulesi'ni Christopher Wren'in tasarladığı 1. derece koruma altındaki klisenin kalıntılarını içeren bahçe. Ambiyansından dolayı fotoğraf çekimlerine gelen insanlar oluyor. Sky Garden, The Grden at 120 ve Leadenhall yaptığınız bir gün burayı da ziyaret edebilirsiniz. 


10-Kew Gardens 



G- Alışveriş mekanları


Londra çok pahalı bir şehir olduğu için ucuz yerler bulmak için önceden bir araştırma yapmak gerekir. Ben alışveriş mekanlarını size pahalıdan ucuza doğru anlatacağım. Burada Avm yapıları bizimkinden biraz daha farklı. Her bir markanın tek tek mağazası yok ve büyük bir bina içerisinde hepsi satışa sunuluyor. Buranın en ünlü Avmleri için 1 numarada Kensington'da bulunan Harrods olduğunu söyleyebilirim. Ateş pahası fiyatlarıyla daha çok Londra'nın zengin kesimine hitap ediyor. Basit ürünleri bile 1000 poundtan başlayan fiyatlarla bulabilirsiniz. Ancak buradan da bir şeyler alınabilir mi derseniz çaydır, çikolatadır alırsanız uygun fiyatlara bulmak mümkün. Diğer pahalı Avmler ise Oxford Street'teki Selfridge, John Lewis ve Debenhams olmakla birlikte oralardan da alabileceğiniz bir şeyler olabilir elbette. Ayrıca Selfridge'in içinde mescit olduğu için namaz vakti gidilebilecek bir yer:)

1-Harrods

Sahibi Mısırlı işadamı Muhammed Al Fayad, zaten yürüyen merdivenlerden çıkarken içerdeki Eski Mısır figürlerine rastlayacaksınız. 





İngilizlerin düğünlerde taktıkları birbirinden enteresan şapkalara bayılıyorum. Ben de dayanamadım ve aldım bunlardan. Hatta artık insanlar daha modern olan toka şeklinde şapkalardan alıyor.





2-Londra halkının akın akın geldiği asıl alışveriş yerleri ise Primark ve 3-Tk Maxx. Ucuza pek çok kıyafet veya ev eşyası alabileceğiniz bir mekan Primark'ta keyifle alışveriş yapabilirsiniz. Ucuza dediysem Türkiye'nin ucuzuyla buranın ucuzu farklı oluyor tabi, karıştırmamak lazım:) Pek çok yerde şubesi bulunan bu iki mağazayı rahatlıkla bulabilirsiniz. Primark her gün açıktır, ancak Tk maxx pazar günleri kapalı.


Tabi bunun dışında meyve sebze alışverişi için nerelere gidilir, nereler ucuz ve taze satar bunları da bilmek lazım. Belli mahallelerde pazarlar açılıyor. Bunlardan Waltamstow ve Whitechapel ünlü pazarlar arasında. Tabi Borough Market'ten de meyve sebze alabilirsiniz. Mesela Waltamstow pazarı, pazar ve pazartesi günleri açık oluyor. Hem taze ve güzel ürünler oluyor hem de ucuza bulunabiliyor. Ayrıca Waltamstow pazarının bulunduğu caddede çeşitli marketler de bulunuyor. Bunlardan Türk marketleri ucuz olmasa da yemek kültürümüzdeki vazgeçilmezlerimizi karşılıyor. Pahalıdan ucuza doğru Marks and Spencer, Sainsbury ve Tesco'dan eğer evinize yakınsa günlük ihtiyaçlarınızı alabilirsiniz. Yine de ucuz yerler olduğunu söyleyemeyeceğim. Onun dışında ucuz yerler olarak Liddle, 1 poundçu olan 99 Sam, güzel çikolataları olan Poundland, ev eşyalarını bulabileceğiniz Wilko, helal yiyecek satmayan Iceland'i sayabiliriz.

Bunların haricinde internetten de ucuza kapınıza siparişler verebilirsiniz. Bildiğimiz Amazon'un 6 aylık öğrenci deneme Prime hesabını kullanıp, siparişleri ücretsiz olarak ertesi gün kapınıza getirtebilirsiniz. Ucuzluğun adreslerinden bir diğeri olarak addedilen Argos'tan sipariş verip, size en yakın Argos şubesine istediğiniz ürünü getirtip oradan alabilirsiniz. Yahut, Sainsbury'den de evinize sipariş verebilirsiniz.

Westfield City

Stratford'ta bulunan avm'yi, Ankara'daki Ankamall'e benzettim. Çok geniş bir alanda konumlanan mekanda aradığınız her tür markayı bulabilirsiniz, hatta Primark'ı bile. Hatta içerisinde bulunan KFC de helal.



İçerisinde Disney oyuncaklarının satıldığı bir dükkan da vardı. Avrupalı çocuklara uygun oyuncaklardı, sevebilecekleri, kendi kültürlerinden bir şeyler bulabilecekleri eğlenceli bir oyuncakçı.


Designer Outlet

Wembley'de bulunan outlet markaların ürünlerini biraz daha ucuza müşterilere sunuyor.



G-Yemek yerleri

Londra'da dışarıda yemek yemek Türkiye'deki fiyatlarla karşılaştırınca fahiş fiyatlara geliyor. Eğer Londra'da yaşıyorsanız evde yapmanız en iyisidir. Ancak gezmeye geldiyseniz ve dışarıda yemek durumundaysanız helal tavuk satan Chicken Cottage'larda yiyebilirsiniz. Onun dışında Müslümanların çok olmasından dolayı helal et, tavuk satan yerler de oluyor. Üzerinde helal damgası olan restaurantlara girebilirsiniz. Ayrıca helal yazsa da kontrol ederseniz iyi olabilir. Pork, ham( domuz eti) sattığı halde helal yazanlar olabilir, mühim olan orjinal damgasının bulunmasıdır. Google.maps'ten helal restaurantlar diye yazarsanız size en yakın yemek yerini gösterecektir zaten. Bir de zabihah diye bir uygulama var, size en yakın cami ve helal restoranları gösteriyor. Ödemelerimizi nasıl yapabiliriz derseniz cash (nakit) para dışında eğer telefonunuza Wallet uygulamasını indirirseniz ve oraya kart bilgilerinizi yüklerseniz contactless payment kullanabilirsiniz. 30 pounda kadar olan alışverişlerinizde işe yarıyor. Biz genelde bunu kullanıyoruz. Çok işe yarıyor. Ancak bazı yerlerde bu imkan olmayabiliyor yahut da olsa da kasiyerler ne olduğunu bilmeyebiliyorlar, böylelikle onlara da göstererek bir hayra girebilirsiniz:) Ayrıca, Camden Town'ı gezerken muhakkak helal tavuk satan Müslüman teyzemizin elinden Thai yemeklerini denemenizi öneririz. O kadar beğendik ki artık bu yemekleri evde yapıyorum. Ayrıca Shepherd's Bush'taki Ayam Zaman adlı Filistin-Suriye restoranında hayatımda yediğim en lezzetli yemeklerin bulunduğunu söyleyebilirim. Favorimiz kebse kesinlikle, denemeden geçmeyin.


İngiliz yemeği arıyorsanız bulamazsınız, çünkü öyle bir şey yok. Bir tek Fish and Chips var, o da her yerde var zaten. Ancak Londra, tüm dünya mutfaklarının buluştuğu bir yer olduğu için şanslı. Holborn'da Filistinlilere ait bir Lübnan lokantası var: Hiba Restorant. Yemekler son derece güzel, şık ve biraz da pahalı bir yer. Eğer Winter Wonderland'e denk gelirseniz bir İspanyol tatlısı olan Churros'u yemenizi tavsiye ederim. Onun dışında tadılması gereken lezzetler Mexico tatlısı olan Bunuelos, Greenwich Market'ta bulabileceğiniz Panzerotto/ Calzone kapalı pizzası( bizdeki pişinin içi dolu hali), Paul'dan Makarone ( pahalı olduğunu söylemeliyim), Patisserie'deki Fransız tatlıları(evde daha güzelleri yapılabiliyor), noodle, fried chicken gibi Thai yemekleri( hepsi denenmeli), Mexico mutfağından Burrito ( Soas'ın yanındaki Tortilla'dan alınabilir), İtalyan makarnası Tortellini ve tabi ki Lazanya. Ayrıca sayamadığım daha birçok lezzet var, tüm dünya mutfağı denenmeli.

Milk Train'de cotton candy 'li ice cream denemeden geçilmemeli. Covent Garden'da bulunan dondurmacıya sıcak havada giderseniz, bir vanilla dondurma alınabilir, flake ekletmeyi unutmamalı, bence dondurmalara ve kremalı kahvelere çok yakışıyor.




Portobello Market'ta denk geldiğimiz İspanyol Festivali'nde İspanyol tatlısı olan Churros'ları çikolatayla yedik.





Farklı tatları nerede bulacağını öğrenmek istiyorsanız foodographyldn helal food insagram hesabını ve blogunu takip edebilirsiniz.

Bir de şu tatlı videolar serisini izleyerek Victorian dönem yemek tariflerinin verildiği youtube kanalını bulabilirsiniz. Victorian dönemindeki gibi giyinen bir teyzemiz o dönemi yansıtmaya çalışarak cookie, christmas pudingi gibi lezzetler pişiriyor. İngiliz mirası olarak adlandırıyorlar, kamu spotu arkadaşlar:) Adı The Victorian Way. Bizim de Osmanlı mutfağı diye videolar çekmemiz lazım acil. TRT'de Yamak Ahmet diye bir dizi varı aslında, sarayın aşçısına yamak olan Ahmet hem baharat kokularından çok iyi anlardı hem de çok lezzetli yemekler yapardı, ben de izlerken acıkırdım:)

I- Üniversiteler

Üniversiteler genelde çok pahalı olduğundan İngiltere'de üniversite okumak istiyorsanız bu kısma göz atmanız faydalı olabilir. Örnek verelim Avrupa Birliği vatandaşlarına seneliği 9 bin pound olan bir lisans ya da master programı uluslararası öğrencilere 18 bin pound olabilmekte. Bizdeki gibi ücretsiz devlet okulları olmadığı için üniversiteler ciddi anlamda kâr amacı taşıyorlar ve daha çok para alabilmek için uluslararası öğrencilere kontenjan açıyorlar. Ama eğer Boğaziçi mezunuysanız ki bedava okumuş oluyorsunuz, bu kadar para vererek okuduğunuz bu üniversitelerden tatmin olmayabilirsiniz. O yüzden okumak istediğiniz bölümü ve üniversiteyi iyi seçmeniz önemli. Ben bu bölümde Londra'nın dünyaca ünlü ve başarı sıralamasında en azında İngiltere'de ön sıralarda olan üniversitelerinden bahsedeceğim. Bu arada aşağıdaki college'ların çoğu University of London'a ait aslında, fakat birbirlerinden nerdeyse tamamen ayrı takıldıkları için tek üniversite çatısı altında değerlendirmek yanlış olur.

1- SOAS

En çok takıldığım yerlerden olduğu için uzun uzun anlatabilirim. Ajan okulu olarak kurulan üniversite şimdilerde öğrenci kalitesinin düşmesinden kaynaklı bir ün kaybına gidiyor. Heteredox bir eğitim tarzını benimsemiş. Mesela ekonomide heteredox çalışıyorsanız çok iyi, ancak mainstream akımdaysanız çok ilgilenmedikleri için başarısını yetersiz bulabilirsiniz. Eğitimi bir yana üniversiteyi kendimin gibi seviyorum. Farklı milletten pek çok insan var ve Boğaziçi'ndeki kadar olmasa da renkli bir hayat var burada. Her bir aktivitesini özenle takip ettiğimi söyleyebilirim. Film screeningler, Middle East çalışmaları ve konferansları, Trump karşıtı eylemleri, yangın tatbikatları, akşamları mini konserleri, öğrenci birliği başkanlığı seçimleri ile daima akan bir hayat var. Ayrıca dil eğitimine bilhassa Arapça eğitimine çok önem veriyorlar. Qasid Institute ile yaz programları bile var. Geçen yaz Ürdün'deyken SOAS'tan gelen öğrencilerle şimdilerde tanışıyorum. O kadar renkli bir hayatı var ki iki kez iki farklı televizyon kanalına İngilizce ve Arapça ropörtaj bile verdim. Üniversiteye geldikten sonra hiç yalnız kalmayacağınızı göreceksiniz. Adımınızı attığınız anda tanıdıklar sizi bulur ve de yeni pek çok insanla tanışırsınız.







SOAS, Birckbeck ve UCL'in kesiştiği o muhteşem nokta.



Soas kütüphanesi

Ve işte gönüllerimizi fetheden mekan. Eşim için 1 yıl boyunca ödevleri ve tezi dolayısıyla o kadar iyi anlamlar taşımasa da ben çok sevdim, istediğimi yapabiliyordum tabi. Bir de girdiğinizde bütün arkadaşlarınızla karşılaşabilirsiniz, başka üniversiteden arkadaşlar bile burada takılıyor nitekim. Eski ve yıpranmış masalarına rağmen bir çekiciliği ve samimiliği var.




2- LSE

Ekonomi okulu olarak kurulan LSE tabi ki ekonomi alanında dünyada gözdelerden, ancak diğer bölümleri hakkında pek bir fikrim yok. Yine de güzel binaları olan üniversite ayrıca hoş bir semtte. Buradaki konferanslara, programlara gelmek bile eğlenceli olabilir. Tabi en son Soas'tan transferle gelen Pkk'lıların LSE'de de olay çıkartıp, Mehdi Eker'in konuşmasını sabote etmesini saymazsak. SOAS'taki bir etkinliği okula baskı yaptırıp engellemelerini, Londra Diyanet Camisi'ne saldırıp zarar vermelerini ve de Yunus Emre Enstitüsü'ne saldırıp camları indirmelerini de saymazsak genel olarak Londra'da programlar faydalıdır. Yani bunlar Londra'ya geldiğim sürece şahit olduklarım, daha başka neler oldu bilmiyorum. 

3- UCL

Dünya sıralamasında overall'da 7. olan UCL, psikoloji alanında dünyada 5. ve Londra'da 1 numara, SOAS'la yan yana, merkezi bir konumda. Ayrıca aralarında Birkbeck diye bir üniversite de var. Akşam eğitimine yönelik bazı master programları da mevcut. Bu arada UCL MSc Clinical Mental Health Sciences'tan da kabul aldım fakat burssuz okumak mümkün değil. O yüzden Burs/Sponsorhip tekliflerine açığım :))






Bu arada Developmental Psychology bölümü Finchley Road civarında Anna Freud'un ders verdiği kürsüde, ev şeklinde bir binada ders veriyor. Orada ayrıca öğrencileri gözlemleyebildikleri küçük bir alan ve oyun alanı da bulunuyor. Freud Museum da buraya çok yakın.


Freud'a işaret ederken


4- King's College


Londra'nın en iyi üniversitelerinden. Ana kampüs Strand'ta.


5- Goldsmiths

Cognitive Psychology alanında intern(stajyer) olduğum üniversite. Genel olarak öğrencilerinin marjinal olduğu söyleniyor. Eğer merkeze yakın bir yerde oturuyorsanız yolu biraz sapa.

6-Imperial College

Mühendislik alanında ünlü olan bir üniversite. 




Birtakım manzaralar/evler






Crouch End








Evimizin oralardan


Bu da evimizin sanat köşesiydi. 






J. 6 Günlük Gezi  Planı



Birbirine yakın olan yerlere göre 6 günlük gezi planı çıkarttım ve bu yerleri de ailemle gezerek planı uyguladım,  test etmiş oldum:) İnşallah size de kolaylık sağlar, yürüyerek gezebileceğiniz yerler


1. Gün: Green Park       
Buckingham Palace
Victoria Monument
St. James Park
Westminster Abbey
Palace of Westminster
Big Ben
Thames River
London Eye
Covent Garden Market
Apple Market
Apple Store
Neal's Yard

2. Gün: Oxford Street
Primark
Alışveriş Mağazaları
James Smith and Sons
China Town
Soho
Harry Potter
M and M's World
Lego
Leicester Square
Carnaby
Charing Cross
Piccadily Circus
Trafalgar Square
National Gallery
National  Portrait Gallery

3. Gün:
Sherlock Holmes Baker Street
Hyde Park
Natural History Museum
Science Museum
Victoria and Albert Museum
Harrods
Paul macaron

4.Gün:
Sky Garden-rezervasyonlu
The Garden at 120
Leadenhall Market
St Dunstan in the East Church Garden
Tower of London
Tower Bridge
City Hall
London Bridge
Shard
Borough Market
Shakespeare's Globe
St. Paul's Cathedral
One World Change lift and rooftop for St. Paul

5. Gün
Soas tabiki
British Library
Camden Town
British Museum

6.Gün
Little Venice
Central Mosque
Westfield City-avm-bu biraz uzak diğerlerine







1 yorum:

  1. Hocam ellerinize sağlık, fevkalade bir hizmet olmuş. Neredeyse 3 aydır bu şehirde yaşıyorum, fakat sayenizde doğma büyüme buralıymışım gibi hissediyorum. Listelediğiniz yerlerden birkaçını bizimle de gezmeyi kabul ederseniz, bizi çok mesud ve müşerref kılarsınız. Sağlıcakla kalın ve ne derler: "Keep calm and carry on"

    YanıtlaSil