Arapça hakkında bilmemiz gerekenler

Arapça'yı anlatma- öğretme konusunda tamamen kendi metotlarımı uygulayacağım. Elbette hocalarımızdan gördüklerim, öğrendiklerim bana yardımcı olacaktır. Yalnız 4 yıl boyunca lisans hayatımda verdiğim Arapça derslerinde nasıl farklı bir metot kullandıysam şimdi de uslubum pek çok Arapça hocasından ve Arapça kitabından farklı olacaktır. Arapça'yı öğretmenin ve öğrenmenin pek çok yolu vardır elbet. Ben de anlatma sıramı, anlatma uslubumu, hatta yazma uslubumu bir şekilde oluşturdum. Tabi bunu Arapça öğrenen Türk talebelerin (bunlardan biri de daima benim) ihtiyaçlarına göre oluşturdum. Mesela öğrenmeye yeni başlayanlar verdiğim bilgilerin faydalı olduğunu söylüyor. Bir de anlatma sıram bir binanın temellerini oluşturmak gibi olacak. Mesela 8 çeşit muennes olmasına rağmen ben ilk başta 2 çeşidini öğreteceğim ki öğrenci temel bilgileri kavrasın. Hatta bazen öğrencilerime bir bilgi öğretiyorum ve o öğrettiğim bilgi onların seviyesine göre uygun olsun diye kuralı başka bir biçimde veriyorum. Öyle ki Arapça bilen biri yanlış öğretiyorsun diyebilir. Ancak tüm bilgiyi veremeyeceğimden bilgiyi o seviyeye uyarlayarak veriyorum. Öğrenci Arapça'da ilerledikçe yavaş yavaş o bilgiyi tamamlıyorum. Mesela kelimelerde cinsiyet, sayı bakımından kelimeler, belirlilik gibi konularda tüm kuralları bir anda vermeyim aralara yediriyorum diyebilirim.
Öğrenciye iğrabı anlatmıyorum ki gözü korkmasın, başlarda sadece hareke diye veriyorum. Bütün bu konularda Ustaz'ın kendi yazıp stüdyoda kendi seslendirdiği ve öğrencilerine ezberlettiği şarkıları da var, Ancak henüz albümu çıkmadı. Ustaz da derdi ki: ''Bir Türk'ün Arapça öğrenirkenki mantığını yine Arapça öğrenmiş bir Türk anlar. Arap hocalar anlamaz. Çünkü onlar kendi dillerinin mantığıyla düşünüyorlar. Biz kendi dilimizin mantığıyla düşünüyoruz.''Ayrıca fark ettiyseniz Arapça kelimeleri Arapça'da nasıl okuyorsak Türkçe'de o şekilde yazıyorum. Ü kullanmıyorum, nitekim Arapça'da ü sesi yoktur. Bunu unutuyoruz.

Arapça'yı öğrenmeye başlarken önce bilmemiz gereken belli başlı bilgiler var. Bunlardan ilki hepimizi derdiyle dertlendirecek fasih-ammice farkı. Fusha, Kur'an'da yazan, hadislerin, sahabilerin rivayetlerinin, sözlerinin söylendiği, eski İslami kaynakların, tüm kitapların yazıldığı, haber programlarının sunulduğu, edebiyatın sanatın yapıldığı kurallı, gramerli dil. Fushayı da ikiye ayırabiliyorlar: Modern ve Klasik Arapça diye. Klasik Arapça daha çok Kur'anı anlamaya yönelik, Modern ise gazete, dergi okuma, haber dinleme, edebiyat ve iletişim için oluyor. Hatta fasih ile fusha arasında da fark vardır, aynı kulvardalardır. Fusha en fasih demektir. Fusha'da daha ileri seviye diyebileceğimiz daha açık, daha güzel, daha orjinal kelimeler kullanılır. Ammice ise halkın günlük hayatında konuşma dilinde kullandığı kuralsız ve tabi ki fushadan çok daha kolay olan Arapça'dır. Her Arap halkının kendine ait bir ammicesi vardır. Mısır ammicesi, Suriye ammicesi, biladul halic (körfez ülkeleri) ammicesi gibi. Ancak fusha tek ve ortaktır. Eğer fusha biliyorsanız tüm Arap halklarıyla anlaşmak kolay olur. Fusha artık konuşulmuyor, insanlarla anlaşabilmek için ammice konuşsana diyenlere "22 Arap ülkesiyle konuşmak için 22 ayrı lehçe öğrenenemem, kusura bakmayın, bi zahmet siz fusha konuşuverin" diyebilirsiniz :) Geçenlerde SOAS'taki Arabic Film Society'de öyle dedim zira.

Arapça öğrenmekteki niyet çok önemli. Zira motivasyonunuzu tamamen bu oluşturacak aslında. Sonra da zaten öğrendikçe Arapça'nın ne kadar mükemmel bir dil olduğuna hayranlık duyacak, konuşmaktan zevk alacak ve öğrenme şevkiniz artacaktır. Buna emin olun :) Benim için 2 büyük neden var. 1.si Arapça, Kur'an dili. Allah(c.c.)'ın bize gönderdiği kitabı okumak ve yaşamakla mükellefiz. Onu en iyi şekilde anlayabilmek için de orjinal halini okumamız gerekir. Bu bir dert meselesidir elbet. Kur'anı anlamak derdinde olanların derdidir. Bir de sevmek gerekir. Sevdiğiniz zaman şevkle sarılacaksınız zaten.

Arapça'nın Hint-Avrupa dil ailesinden geldiğini ve bükümlü/ çekimli dillerden olduğunu zaten söylemiştik. Ayrıca Kuranı Kerim'de okuduğumuz şekilde harekelerin Arapça'da pek kullanılmadığını da söylemeliyim. Bu nedenle kelimelerin okunuşunu ve iğrabı bilmemiz gerekir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder